24 Nisan 2017 Pazartesi



 
Ameliyat Riski Nedir?
Bir ameliyatın riskli olmaması düşünülemez tabii ki. Ameliyat riski kaynaklarına teker teker bakacak olursak, ilk sırada mikrop kapma riski vardır, yani yaraya mikrop bulaşması; buna doktorlar enfeksiyon riski de diyorlar. Özellikle de “hastane mikrobu” denen çok tehlikeli mikroplar ne yazık ki artık ülkemiz için önemli bir sorun olmuştur. Modern ve depo hastane denemeyecek yani orta boyutlardaki yeni hastanelerdeki ameliyathane koşulları bu riski giderek çok düşük seviyelere indirmiştir. Hastane mikroplarının bulunmadığı butik hastanelerdeki; özel laminar hava akımı donanımı olan, yani havanın bile mikroptan arındırıldığı ameliyathanelerde ameliyat olmaya çalışın.
      İkinci sırada olan narkoz riski ise gelişmiş anestezi ilaçları sayesinde, tecrübeli anestezi hocası elinde ortadan kalkmaya başlamıştır. Pek çok ağır hastalığı olan hasta, artık bölgesel narkoz yani “lokal anestezi” ile uyutulmadan ameliyat edilebilmektedir.
Üçüncü sıradaki risk olan cerrahinin kendisinden kaynaklanan riskler ise artık 21.yüzyılın; cerrahın görme gücünü defalarca yükselten mikroskoplar, köşenin arka tarafını gösteren endoskoplar gibi gelişmiş cerrahi teknolojisi ve tecrübeli cerrahlarımızın dünyaca kabul edilmiş yetenekleri sayesinde artık neredeyse sıfırlanmak üzeredir. Üçü bir arada: Sıfır risk, Yüzde yüz başarı, En kısa sürede işbaşı...

18 Nisan 2017 Salı



En İyi Beyin Cerrahı Kim?
En iyi beyin cerrahı, kendine güveni olan beyin cerrahıdır. Bunu sürekli kendinden bahsetmesinden veya atıp tutmasından, esip gürlemesinden veya afur tafurundan anlayamazsınız. Unutmayın, “Söz uçar yazı kalır!”. Eğer önerilerini size yazılı olarak verip altına imzasını atabiliyorsa, en iyi beyin cerrahi hocası odur.
    Önemli bir hastalığınız olduğunda beş ayrı hekime gittiğinizde beş ayrı, hem de birbirine taban tabana zıt beş ayrı görüş almaktan artık sıkılmadınız mı? Sanıyor musunuz ki tıp böyle bir belirsizlikler bilimi ? Bilimde belirsizliğin bir sınırı olduğu muhakkak ama bu kadar da olmaz ki... Tamam, insan vücudu evrensel bilgeliğin ortaya çıkardığı en mükemmel ve en karmaşık makine ama artık uzay çağında değil miyiz? “Yeter artık, nedir bu kafa karışıklığı?” demiyor musunuz?
            İşte size iyi bir çare: Doktorunuzdan size söylediklerini yazılı bir metin olarak vermesini ve altını imzalamasını isteyin... Göreceksiniz o zaman anneniz için bir hoca “Ameliyat olmazsa kesinlikle felç olur!” derken, öte yanda bir Xyzwigoterapist “Sizi bakışlarımla, hem de yüzde yüz iyileştireceğim!” diyemeyecek. Değil mi ki Mısırlılar papirüsü keşfetti, Almanlar da kurşun kalemi; sizin de artık bu icatlardan faydalanma zamanınız geldi, dünya yerinde durmuyor ki!

14 Nisan 2017 Cuma




En Ünlü Beyin Cerrahı Kim?
   Eğer yurtdışında da beyin cerrahları sizden bahsediyorsa, o zaman en ünlü beyin cerrahı sizsiniz demektir. Son zamanlarda Türk bilim camiasında da “atıf” kavramının öneminin farkına varıldı. 

Bir takım araştırmalar, ameliyatlar veya keşifler yapıp, bunları bir takım uluslararası dergilerde yayınlamanız yeterli olmuyor. Bir başka araştırmacının sizin bulgularınızdan kendi yazısında bahsetmesi, bir atıf sayılıyor. Bu aldığınız atıfların sayısının, kendi araştırmalarınızın sayısına olan oranına ise “H faktörü” deniyor. Bir cerrahın uluslararası camiada saygın bir isim, en ünlü beyin cerrahi hocası olduğunu söyleyebilmek için ise bu H faktörünün 10 sayısının çok üzerinde olması gerekiyor. 

Ancak bir de “ders kitabında atıf” meselesi var ki, o daha da önemli. Yani yurt dışındaki ders kitaplarında bile sizin bulgularınızdan söz ediliyorsa, esas bu çok daha kıymetli. Ne şanslıyım ki bana, bu mutluluğu henüz asistanlık yıllarımda yaşamak nasip oldu. Daha 30 yıl önce araştırmalarımın sonuçlarından, uluslararası ders kitaplarında söz edilmeye başlanmıştı. Şimdi bu sayı 40 kitaba ulaşmış durumda.



   

7 Nisan 2017 Cuma


    
Kuyruk Sokumu Ağrısı: Koksiks ve sakrum da denen bu bölgedeki kemiklere dair olan hastalıklarda ortaya çıkan ağrıdır. Söz konusu bölgenin kazalara bağlı olarak hasar görmesine bağlı olabileceği gibi, enfeksiyon veya tümörlere bağlı olarak ta ortaya çıkabilirler.
            Tabii ki hastaların üroloji ve genel cerrahi hocalarına da danışılmasının ardından, öncelikle yuvarlak oturma yastıklarının kullanımını da içeren bir fizik tedavi yeterli olmazsa; söz konusu bölgeye iğne yapmak ve ardından bu bölgedeki kemiklere yönelik ameliyatlar yapılması gerekebilir.

3 Nisan 2017 Pazartesi




  Skolyoz ve Kifozun Tedavisi: Tedavinin birinci basamağı korse uygulamalarıdır. Bunlar çoğu zaman ölçü alınarak kişiye özel olarak üretilen korseler olup tüm gün boyunca takılmaları ve zaman içinde hastanın takiplerinde ortaya çıkan değişikliklere göre yenilenmesi gereken korselerdir.
     
            İkinci basamakta yapılması gereken halk arasındaki tabiri ile platin ameliyatlarıdır. Burada ameliyat sırasındaki amaç kimi hastalarda sabit enstrümanlarla omurgayı düzeltilmiş halinde sabitlemek yani dondurmak iken, kimi zaman özellikle küçük çocuklarda hareketli enstrümanlarla omurganın düzeltilmiş bir halde büyümesine izin vermektir.
            Bazı hastalarda, özellikle de yaşlılarda bu ameliyatlar; kimi zaman bir omurganın kısmen çıkarılmasını gerektiren karmaşık ve tehlikeli ameliyatlar halini alabilmektedir.