sırt fıtığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sırt fıtığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ağustos 2018 Perşembe

Sırt fıtığı omurganın sırt bölgesinden çıkan sinirlerin fıtık dokusu tarafından basılanması sonucu oluşan bir durumdur. Bel fıtığı ve boyun fıtığı ile karşılaştırıldığında tüm omurga fıtıkları içinde görülme sıklığı % 3-4 olarak bilinmektedir. Omuriliğin damar ve sinirsel beslenme gereksiniminin en fazla olduğu yer sırt bölgesidir. Bu yüzden bu bölgede oluşan fıtıklar görülme sıklığı en az olmasına rağmen sakatlığa en çok neden olan fıtıklardır.
            Çoğu hastada sırt fıtığı olmasına rağmen herhangi bir şikayeti olmamakla beraber bazen sırt ve bel ağrısı, bacaklarda hissizlik, kuvvetsizlik, idrar kaçırmaları, sık idrara çıkma, idrarını tam boşaltamama hissi, gövdede yanma, donma hissi gibi semptomlar görülmektedir. Bazen sadece karın ağrısı bile yapabilir. Bu tip semptomlar izlendiğinde bir beyin cerrahına muayene olmalısınız. Bilinenin aksine bir beyin cerrahı sadece beyin ameliyatı, beyin tümörü ameliyatı, Alzheimer tedavisi değil bunların yanında bel ağrısı tedavisi, bel fıtığı ameliyatı, boyun fıtığı ameliyatı, sırt fıtığı ameliyatı gibi tedavileri de yapar.
            Sırt fıtığı genellikle silik şikayetlere neden olduğu hatta çoğu hastada hiçbir şikayet olmaması nedeniyle geç evrede doktora başvurmaktadır. Sürekli sırt ağrısından yakınan bir kişiye bu konuda en iyi beyin cerrahı yardımcı olabilir. Yapılan detaylı fizik muayene ve sonrasında istenecek görüntüleme ve sinir ileti tetkikleri tanı koydurucudur. Direk grafiler omurgadaki kireçlemeleri, tomografi kemik yapı bozukluklarını, MR fıtıklaşan disk dokusunu, EMG, SEPP, MEPP gibi sinir ileti testleri ise sinirlerin ne kadar hasar gördüğünü gösterir.
            Sırt fıtığında erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Erken tanı alan hastalara beyin cerrahının önereceği yaşam şekli değişiklikleri, egzersizler, ilaçlar birçok hastayı felç olmaktan kurtarmaktadır. Geç evreye gelen ve ameliyat gerektiren sırt fıtıklarının cerrahi tedavisi maalesef her merkezde yapılamamaktadır. Çünkü oldukça riskli, deneyim gerektiren ameliyatlardır. İstanbul ve Ankara beyin cerrahi camiasında dahi bu ameliyatı yapan cerrahlar sayılıdır. Ameliyat protokollerinde göğüs kafesinin açılması, kaburgalardan bir veya birkaçının alınması gibi yöntemler gerekebildiği gibi sadece sinir deliğinden girilerek te müdehale şansı olabilmektedir. Genellikle yoğun bakım yatağı ihtiyacı, geç tanı almış veya felç durumu gelişmiş hastalarda olmaktadır. Fakat deneyimli ellerde oldukça başarılı ameliyatlar gerçekleşmekte ve hastalar hiçbir şikayetleri olmaksızın normal yaşantılarına devam edebilmektedir.
            Hadi şimdi doğru ve deneyimli bir beyin cerrahına…

25 Aralık 2017 Pazartesi

Karın ve Bel Kaslarını Güçlendirici Egzersizler nedir?

Bunlara kor egzersizleri de deniyor. Yani vücudun kor kısmını, asıl ortadaki kısmını; bir bakıma gövdeyi güçlendiren egzersizler. Gövdenin içindeki organlarda, yani ciğerlerimizdeki ve bağırsaklarımızdaki gazlar; çok sağlam duvarlı bir balon gibi, büyük kas grupları tarafından çevrelenmiş durumda. Pek çok hareketimizin dayanak noktasını işte bu orta bölge oluşturuyor.
            Ön tarafta karın kasları, arka tarafta ise bel kasları; birbirini destekleyecek şekilde çalışırlar. Bunların karşılıklı güçlerinin ustalıkla dengelenmesi çok önemlidir. Herhangi birinin yapılacak bir ameliyatla diğerinden zayıf hale getirilmesi kadar, plansız şekilde yapılacak egzersizlerle diğerinden güçlü hale getirilmesi de bu dengeyi bozar. İşte bu nedenle kor egzersizleri, yapılacak tüm kişisel egzersiz planlarının temelini oluşturmalıdır.

16 Ocak 2017 Pazartesi





Kanal Daralması: Bu olay belde, boyunda veya sırtta görülebilir ama nerede olursa olsun, söz konusu edilen omurga kemiklerinin ortasındaki kanalın daralması sonucu burada hem sinirlerin ve hem de omuriliğin sıkışması sonucu ortaya çıkan şikayetlerdir. Hastanın belinde, boynunda veya kollarında, bacaklarında olan ağrılardan çok; kısa bir mesafe boyunca yürüdüğünde bacaklarında ortaya çıkan kasılma türü ağrıların hastanın yürümesine engel olmasıdır. Bu problem daha çok doktorların “Geriatrik” dediği ileri yaşlarda görülür.
     Bu tablonun cerrahiden başka hiçbir tedavi yöntemi yoktur. Ancak hastaya doktorların dediği şekliyle “Minimal Girişimsel Ameliyat” veya halk arasındaki adıyla “Kapalı Ameliyat, Kansız Ameliyat” yapılabileceği gibi; “Mikrocerrahi” yani küçük bir keşiden yapılan düşük riskli cerrahi girişimler, veya eğer bunlarla çözüm bulunamayacaksa doktorların dediği şekliyle “Enstrümentasyon” veya halk arasındaki adıyla “Platin Koyulan Ameliyat” ta yapılması gerekebilir.


5 Aralık 2016 Pazartesi





Sırt Fıtığı Ameliyatları: Sırt fıtığında hangi ameliyatın gerekeceğine sizi tedavi edecek olan cerrah karar verecektir. Ancak hemen daima ilk basamakta halk arasında “İğne Tedavisi” denen ve doktorlar arasında da “Ağrı Tedavisi, Algoloji Tedavileri” denen; kimi zaman kısacık ve çok ince iğnelerle cildinize verilen, kimi zaman da daha uzun iğnelerle kaslarınıza ve eklemlerinize verilen ilaçlarla yapılan tedaviler yer alır. Bunların yeterli olmadığı durumlarda halk arasında “Kansız Ameliyat, Kapalı Ameliyat” denen ve doktorlar arasında da “Minimal Girişimsel Ameliyat” denen, ciltte göze görünmeyecek denli küçük deliklerden girilerek; narkoz uygulamadan ve düşük riskle yapılabilen ameliyatlara sıra gelir.

Söz konusu yöntemlerle şikayetleri tedavi edilemeyen hastalarda ise, açık cerrahiler yani narkoz altında ve hastanın derisi kesilerek yapılan ciddi ameliyatlara gerek duyulabilir. Bunlar çok düşük denebilecek risklerle yapılan “Mikrocerrahi”, yani hastanın cildindeki çok küçük kesilerden girilerek yapılan ameliyatlardan; halk arasında “Platin Ameliyatı”, doktorlar arasında ise “Enstrümentasyon” denen ve ağrılı omurga kemiklerinin birbirine kaynatılarak ağrının durdurulması esasına dayanan çok daha ciddi ameliyatlara kadar değişebilir. Son yıllarda, ülkemizde de halk arasında “Protez Ameliyatı”, doktorlar arasında da “Hareket Koruyucu Cerrahi” adı verilen ve omurgalara konan cihazların bir miktar harekete izin vererek; genç yaştaki insanların aktif hayatına engel olmayan ve daha ileriki yaşlarda ekstra sorunlar çıkmasını önleyen bir ameliyat türü de gelişmiş merkezlerde, tecrübeli cerrahlar tarafından yapılabilmektedir. Ancak sırt fıtıkları konusunda önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum, bunlar mutlaka ama mutlaka çok tecrübeli ellerde yapılmalıdır, yoksa çok üzücü sonuçlarla karşılaşılabilir.

30 Kasım 2016 Çarşamba



       
Sırt Fıtığına Nasıl Tanı Konur: Hangi hastalık olursa olsun şikayetlerinizin dikkatle dinlenmesi doğru bir tanı için ilk şarttır. Tabii bunun ardından yapılacak detaylı bir muayene de işin aslını oluşturur. Daha sonra istenecek olan tetkikler ise bu işlemi tamamlayacaktır. Tabii ki böyle bir değerlendirmenin süresinin 30, bilemediniz 20 dakika altında yapılması mümkün değildir. Eğer doktorunuz size üç-beş dakika ayırıyor ve hatta size elini bile sürmeden doğrudan tetkiklerinizi istiyorsa, şikayetlerinize sağlıklı bir tanı koyma şansı yoktur. Daha da kötüsü, size yanlış bir tanı koyarsa, uygulayacağı tedavi de yanlış olacaktır. İşte tüm felaketler bu şekilde başlar.

            Aslında mesleğiniz, uğraştığınız sporlar, eskiden geçirmiş olabileceğiniz kazalar, teşhis konmuş hastalıklarınız, içtiğiniz ilaçlar, sigara alışkanlığınız olup olmadığı, geçirdiğiniz ameliyatlar; bunların tümü iyi bir tanı için bilinmesi çok önemli konular. Muayeneye gelince, kilonuzun ve boyunuzun ölçülmesiyle başlayıp; soyunmanız ardından tüm boyun-sırt-ve belinizin arkadan incelenmesi ve eğilip doğrulurken ve yürürken bu durumda izlenmenizle biten esaslı bir muayeneyi kastediyorum.
            Tanıya yardımcı olacak tetkikler derken de MR ilk sırada gelebilir, ama tabii ki açık MR değil ve iyi bir makinede çekilmesi en az 15 dakika süren bir MR incelemesi. MR ile birlikte hemen daima kan tetkikleriniz istenir ki önemli bir takım hastalıklar gözden kaçmasın. Bu görüldükten sonra yine hemen daima röntgen filmleriniz istenir. Kimi zaman bilgisayarlı tomografi ile EMG,MEP,SEP gibi sinir ölçümleri de sıklıkla bu tanı için gereklidir.