23 Haziran 2017 Cuma


Doktorlar arasında “hareket koruyucu cerrahi” adı da verilen ve omurgalara konan cihazların bir miktar harekete izin vererek; genç yaştaki insanların aktif hayatına engel olmayan ve daha ileriki yaşlarda ekstra sorunlar çıkmasını önleyen modern bir ameliyat türüdür. Bu cihazlar kimi zaman disk ekleminin yerine konan yüksek teknoloji ürünü protezler, kimi zaman hareketli başlıklı oynar vidalar veya bir miktar harekete izin veren esnek çubuklar şeklinde olabilmektedir.
Bu cihazlar insanın doğal yapısına çok daha uygun ve omurlar arasındaki normal hareketlere izin veriyor. Yani tıbbi adıyla “füzyonsuz stabilizasyon” sağlıyor ve uzun vadeli sonuçları daha iyi.

Üstelik geri dönüşü olmayan ameliyatlar da değillerdir. Yani bu ameliyatlardan sonra, eğer istenen başarılı sonuç elde edilemedi ise; halk arasında platin ameliyatı denen omurga hareketlerini dondurucu “füzyon” ameliyatları son çare olarak yapılabilir. Söz konusu hareket koruyucu ameliyatlar ancak gelişmiş merkezlerde, bu konuda deneyimli omurga cerrahları tarafından yapılabilmektedir.

20 Haziran 2017 Salı

Kapalı Ameliyat, Kansız Ameliyat Nedir?

Halk arasında “kansız ameliyat”, “kapalı ameliyat”, “ameliyatsız cerrahi tedavi” gibi adlarla bilinen, tıbbi adı ile “laparoskopik ameliyat”, “endoskopik diskektomi”, “nükleoplasti”, “ozon enjeksiyonu”, “lazer diskektomi”, “hidrodiskektomi”, “anüloplasti” de denen bu ameliyatlarda hastanın cildinde kesi yapılmamakta, yani bir iğne deliğinden girilmektedir.
Söz konusu yöntemleri uygularken gelişmiş teknoloji ürünü sistemler kullanılması zorunlu olduğu için masrafları doğaldır ki diğer ameliyatlara göre daha yüksektir. Ancak buna karşılık, deneyimli ellerde yapıldıklarında risk oranı yok denecek kadar düşüktür.

Bu işlemler sırasında hasta uyutulmamakta, yani narkoz verilmeyen hastaya ameliyat; hasta uyanık iken lokal uyuşturma yolu ile yapılmaktadır. Bu sayede hastanın hastanede bir gece bile kalması gerekmemekte, yani işlemden bir kaç saat sonra hemen ağrısız olarak ayağa kalkıp; bir bilemediniz iki hafta içinde aktif yaşamına dönebilmektedir.

13 Haziran 2017 Salı

Bel Fıtığında Ameliyat Şart mı?

Bu soruyu “Bel fıtığında ameliyat şart mı?” veya “Disk hernisi ameliyat edilmeli mi?” diye de sorabilirdiniz. Cerrahların tüm hastalarına ameliyat önerdiği gibi bir algı var. Oysa benim ameliyat önerme oranım taş çatlasa %10’u geçmez. Yani gördüğüm her on hastanın en fazla birine ameliyatla tedavi öneriyorum. Zaten bundan daha çok ameliyat yapmaya zamanım da, enerjim de izin vermez. Eminim pek çok aklı başında cerrah meslektaşım için de durum bundan farklı değildir.
Oysa unutmamak gerekir ki bir dahiliye doktoruna, nöroloji uzmanına vs. gittiğinizde elinizde bir tedavi önerisi, bir reçete almadan asla dışarı çıkmazsınız. Zaten bir çözüm önerisi ile karşılaşmazsanız da hayal kırıklığına uğrarsınız. Benzer şekilde beyin cerrahınız da size bir çözüm önerisi getirecektir. Sanmayın ki bu her zaman sizi ameliyat etmek istemesi anlamına gelsin.

9 Haziran 2017 Cuma

Bel Fıtığı Kendiliğinden İyileşebilir mi?

Aynı soruyu, “Bel fıtığı kendiliğinden geçer mi?” veya “Disk fıtığı kendi kendine iyileşebilir mi?” veya “Disk hernisi kendiliğinden geçer mi?” diye de sorabiliriz. Bazı hastalarda bel ve boyun fıtıklarının kendiliğinden, yani herhangi bir ilaç veya fizik tedavi kullanmaksızın iyileşebildiğini; daha 20 yıl önce dünyada ilk kez fark edip uluslararası bilim dünyasını haberdar eden ben oldum. Tabii ki hiç bir sorun yaşamadan aylar içinde giderek iyileşen bu şanslı hastalar binlerce hasta arasında sadece bir kaç kişi idi...
            Unutmamak gerekir ki, doktorların teşhis ve tedavi olanakları ancak son 50 yıl içinde gelişmiş olsa da; insanlar binlerce yıldır bel veya boyun fıtığı oluyorlardı. Hiç bir tedavi şansı olmayan bu hastaların kol veya bacaklarında felçler gelişiyor ve sonuçta tabiri caizse sinirleri ölünce ağrı da geçiyordu.

            Günümüzde hiç kimsenin felç olma riskini göze alabileceğini sanmıyorum. Dahası günümüzde hiç kimsenin, küçük bir şans ta olsa kendi kendine iyileşme umudu ile aylarca aktif yaşamından uzak kalabileceğini de sanmıyorum. Yani, unutun gitsin...

7 Haziran 2017 Çarşamba


Karpal Tünel Nedir?
Karpal tünel insanın el bileğinde görülebilen sinir sıkışmaları arasında en sık rastlananıdır. Eskiden oymacılık, örgü gibi işlerle uğraşanlarda görülen bu hastalığın yaygınlaşmasına klavye ve mouse kullanımı da yol açmaktadır. Bu hastalığın şeker, romatizma, tiroid hastalarında ve gebelik sırasında daha fazla görüldüğünü de biliyoruz.
Şikayetler daha çok geceleri ortaya çıkar. Gelip geçici olan ilk belirtiler parmaklarda ağrı, sızlama ve uyuşma iken; ilerleyen zamanla devamlı hale gelip, kuvvet kaybı ile birlikte el kaslarında incelme de ortaya çıkabilir. Bu aşamada eşyaları taşıma ve tutmada zorlanma ya da elinden düşürüp kırma gibi şikayetler de ortaya çıkabilir.

Bu hastalara merhemler ve gece kullanılan bileklikler yardımcı olabilir. Gün içinde el ve dirsek eklemlerinizi dairesel egzersizler ile rahatlatın, tek elinizle ağır cisimleri kaldırmaya çalışmayın, bilgisayarda çalışırken bilek ve dirseğin altına yumuşak yastıkçıklar koyun. Daha sonra eğer yaptıracağınız fizik tedavi de yararlı olmazsa, ameliyat olmanız gerekebilir.

Konu ile ilgili detaylı videoyu buradan izleyebilirsiniz.