5 Aralık 2016 Pazartesi





Sırt Fıtığı Ameliyatları: Sırt fıtığında hangi ameliyatın gerekeceğine sizi tedavi edecek olan cerrah karar verecektir. Ancak hemen daima ilk basamakta halk arasında “İğne Tedavisi” denen ve doktorlar arasında da “Ağrı Tedavisi, Algoloji Tedavileri” denen; kimi zaman kısacık ve çok ince iğnelerle cildinize verilen, kimi zaman da daha uzun iğnelerle kaslarınıza ve eklemlerinize verilen ilaçlarla yapılan tedaviler yer alır. Bunların yeterli olmadığı durumlarda halk arasında “Kansız Ameliyat, Kapalı Ameliyat” denen ve doktorlar arasında da “Minimal Girişimsel Ameliyat” denen, ciltte göze görünmeyecek denli küçük deliklerden girilerek; narkoz uygulamadan ve düşük riskle yapılabilen ameliyatlara sıra gelir.

Söz konusu yöntemlerle şikayetleri tedavi edilemeyen hastalarda ise, açık cerrahiler yani narkoz altında ve hastanın derisi kesilerek yapılan ciddi ameliyatlara gerek duyulabilir. Bunlar çok düşük denebilecek risklerle yapılan “Mikrocerrahi”, yani hastanın cildindeki çok küçük kesilerden girilerek yapılan ameliyatlardan; halk arasında “Platin Ameliyatı”, doktorlar arasında ise “Enstrümentasyon” denen ve ağrılı omurga kemiklerinin birbirine kaynatılarak ağrının durdurulması esasına dayanan çok daha ciddi ameliyatlara kadar değişebilir. Son yıllarda, ülkemizde de halk arasında “Protez Ameliyatı”, doktorlar arasında da “Hareket Koruyucu Cerrahi” adı verilen ve omurgalara konan cihazların bir miktar harekete izin vererek; genç yaştaki insanların aktif hayatına engel olmayan ve daha ileriki yaşlarda ekstra sorunlar çıkmasını önleyen bir ameliyat türü de gelişmiş merkezlerde, tecrübeli cerrahlar tarafından yapılabilmektedir. Ancak sırt fıtıkları konusunda önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum, bunlar mutlaka ama mutlaka çok tecrübeli ellerde yapılmalıdır, yoksa çok üzücü sonuçlarla karşılaşılabilir.

30 Kasım 2016 Çarşamba



       
Sırt Fıtığına Nasıl Tanı Konur: Hangi hastalık olursa olsun şikayetlerinizin dikkatle dinlenmesi doğru bir tanı için ilk şarttır. Tabii bunun ardından yapılacak detaylı bir muayene de işin aslını oluşturur. Daha sonra istenecek olan tetkikler ise bu işlemi tamamlayacaktır. Tabii ki böyle bir değerlendirmenin süresinin 30, bilemediniz 20 dakika altında yapılması mümkün değildir. Eğer doktorunuz size üç-beş dakika ayırıyor ve hatta size elini bile sürmeden doğrudan tetkiklerinizi istiyorsa, şikayetlerinize sağlıklı bir tanı koyma şansı yoktur. Daha da kötüsü, size yanlış bir tanı koyarsa, uygulayacağı tedavi de yanlış olacaktır. İşte tüm felaketler bu şekilde başlar.

            Aslında mesleğiniz, uğraştığınız sporlar, eskiden geçirmiş olabileceğiniz kazalar, teşhis konmuş hastalıklarınız, içtiğiniz ilaçlar, sigara alışkanlığınız olup olmadığı, geçirdiğiniz ameliyatlar; bunların tümü iyi bir tanı için bilinmesi çok önemli konular. Muayeneye gelince, kilonuzun ve boyunuzun ölçülmesiyle başlayıp; soyunmanız ardından tüm boyun-sırt-ve belinizin arkadan incelenmesi ve eğilip doğrulurken ve yürürken bu durumda izlenmenizle biten esaslı bir muayeneyi kastediyorum.
            Tanıya yardımcı olacak tetkikler derken de MR ilk sırada gelebilir, ama tabii ki açık MR değil ve iyi bir makinede çekilmesi en az 15 dakika süren bir MR incelemesi. MR ile birlikte hemen daima kan tetkikleriniz istenir ki önemli bir takım hastalıklar gözden kaçmasın. Bu görüldükten sonra yine hemen daima röntgen filmleriniz istenir. Kimi zaman bilgisayarlı tomografi ile EMG,MEP,SEP gibi sinir ölçümleri de sıklıkla bu tanı için gereklidir.

21 Kasım 2016 Pazartesi






Sırt Fıtığı Belirtileri: Tekrarlayan sırt ağrısının sıklığının, şiddetinin ve süresinin artması yanı sıra, şikayetlere bele inen ağrıların da eşlik etmesi söz konusudur. Söz konusu bu ağrı tek yanlı olabileceği gibi iki yanlı da olabilir. Ağrı yanıcı veya batıcı bir ağrı olabileceği gibi kasılma veya gerilme şeklinde de olabilir. Ağrı öksürme, hapşırma veya tuvalette ıkınma durumunda şiddetlenir. Bacaklarda uyuşma, hissizlik, karıncalanma, keçeleşme gibi his bozuklukları da şikayetlere eşlik edebilir.
            Bazı hastalarda kısa bir mesafe yürüyünce bacaklarda çok şiddetli kasılma türü ağrılar olması nedeniyle yürümek neredeyse imkansız hale gelebilir. Gece bacaklara kramplar girebilir. Söz konusu bu rahatsızlıklara durup dururken, yani bir zorlanma olmadan idrar kaçırma veya ayaklarda güç kaybı gibi şikayetler de eklenirse; olay acil demektir ve eğer 48 saat içinde ameliyat olmazsanız, söz konusu durumun düzelmesi bir yılı bulabilir ve hatta düzelmeyebilir de.


11 Kasım 2016 Cuma



Boyun Fıtığı Ameliyatları: Boyun fıtığında hangi ameliyatın gerekeceğine sizi tedavi edecek olan cerrah karar verecektir. Ancak hemen daima ilk basamakta halk arasında “İğne Tedavisi” denen ve doktorlar arasında da “Ağrı Tedavisi, Algoloji Tedavileri” denen; kimi zaman kısacık ve çok ince iğnelerle cildinize verilen, kimi zaman da daha uzun iğnelerle kaslarınıza ve eklemlerinize verilen ilaçlarla yapılan tedaviler yer alır. Bunların yeterli olmadığı durumlarda halk arasında “Kansız Ameliyat,Kapalı Ameliyat” denen ve doktorlar arasında da “Minimal Girişimsel Ameliyat” denen, ciltte göze görünmeyecek denli küçük deliklerden girilerek; narkoz uygulamadan ve düşük riskle yapılabilen ameliyatlara sıra gelir.

Söz konusu yöntemlerle şikayetleri tedavi edilemeyen hastalarda ise, açık cerrahiler yani narkoz altında ve hastanın derisi kesilerek yapılan ciddi ameliyatlara gerek duyulabilir. Bunlar çok düşük denebilecek risklerle yapılan “Mikrocerrahi”, yani hastanın cildindeki çok küçük kesilerden girilerek yapılan ameliyatlardan; halk arasında “Platin Ameliyatı”, doktorlar arasında ise “Enstrümentasyon” denen ve ağrılı omurga kemiklerinin birbirine kaynatılarak ağrının durdurulması esasına dayanan çok daha ciddi ameliyatlara kadar değişebilir. Son yıllarda, ülkemizde de halk arasında “Protez Ameliyatı”, doktorlar arasında da “Hareket Koruyucu Cerrahi” adı verilen ve omurgalara konan cihazların bir miktar harekete izin vererek; genç yaştaki insanların aktif hayatına engel olmayan ve daha ileriki yaşlarda ekstra sorunlar çıkmasını önleyen bir ameliyat türü de gelişmiş merkezlerde, tecrübeli cerrahlar tarafından yapılabilmektedir.
                                                                         

7 Kasım 2016 Pazartesi



Boyun Fıtığı Nasıl Tedavi Edilir: Boyun fıtığının tedavisi birçok basamaktan oluşur ve acil durumlar dışında-ki bu çok nadir olur- bu basamakların takip edilmesi en doğru, bilimsel ve ahlaki yöntemdir. İlk basamakta istirahat tedavisi, yani hastanın boynunda bir boyunluk takılı olarak dinlenmesi gerekir. Söz konusu boyunluk ince ve rahat kullanımlı bir tür olabileceği gibi, tüm çeneyi ve göğsü içine alan ve oldukça rahatsızlık veren bir tür de olabilir. Önemli olan, doktorunuz hangisi tercih etti ise bu korseyi otururken ve ayakta iken sürekli takmanızdır, sadece yatarken çıkarabilirsiniz. Yatakta da özel yapılmış boyun yastıklarını kullanın, bunlar hazır yatak satıcılarında ve erkek-kadın için ayrı boylarda satılmaktadır.
Doktorunuz bu süre içinde kullanmanız için size bir takım ilaçlar da verecektir tabii ki. Arabada sürücü veya yolcu iken koltuğunuzun üst kısmındaki baş desteğinizi, daima başınızın arka kısmına değecek şekilde ayarlayın ve bu söylediğimi ömür boyu dikkate alın lütfen.
İkinci basamakta ise Fizik Tedavi, ama mümkünse 20 seans yani 1 ay boyunca. Soğuk havalarda Fizik Tedavi öncesinde ve sonrasında soğuktan iyi korunmak çok önemli bir zorunluluk. Bu tedavi en az bir yıl rahat etmenizi sağlayabilir. Fizik Tedavi’ yi evinize veya işyerinize en yakın yerde yaptırmanız çok uygun olacaktır. Fizik Tedavi sırasında oradaki uzmanların size tarif edecekleri egzersizleri de düzenli şekilde yapar, hatta hayatınızın bir parçası haline getirirseniz bir daha aynı problemi yaşamak zorunda kalmazsınız.
Üçüncü basamakta ise öncelikle doktorların “Minimal Girişimsel, Endoskopik” dedikleri, halk arasında da “Kansız ameliyat, Kapalı ameliyat” denen ve narkoz verilmeden düşük riskle yapılan cerrahi işlemler; eğer bunlar yeterli olmazsa da  “Mikrocerrahi” denen küçük açıklıklardan yapılan veya halk arasında “Platin ameliyatı” ve doktorlar arasında “Enstrümentasyon” denen daha ciddi cerrahi işlemler gelmektedir. Yani her zaman son çare ameliyat olmalıdır.



                                                                             

31 Ekim 2016 Pazartesi




Boyun Fıtığına Nasıl Tanı Konur: Hangi hastalık olursa olsun şikayetlerinizin dikkatle dinlenmesi doğru bir tanı için ilk şarttır. Tabii bunun ardından yapılacak detaylı bir muayene de işin aslını oluşturur. Daha sonra istenecek olan tetkikler ise bu işlemi tamamlayacaktır. Tabii ki böyle bir değerlendirmenin süresinin 30, bilemediniz 20 dakika altında yapılması mümkün değildir. Eğer doktorunuz size üç-beş dakika ayırıyor ve hatta size elini bile sürmeden doğrudan tetkiklerinizi istiyorsa, şikayetlerinize sağlıklı bir tanı koyma şansı yoktur. Daha da kötüsü, size yanlış bir tanı koyarsa, uygulayacağı tedavi de yanlış olacaktır. İşte tüm felaketler bu şekilde başlar.
            Aslında mesleğiniz, uğraştığınız sporlar, eskiden geçirmiş olabileceğiniz kazalar, teşhis konmuş hastalıklarınız, içtiğiniz ilaçlar, sigara alışkanlığınız olup olmadığı, geçirdiğiniz ameliyatlar; bunların tümü iyi bir tanı için bilinmesi çok önemli konular. Muayeneye gelince, kilonuzun ve boyunuzun ölçülmesiyle başlayıp; soyunmanız ardından tüm boyun-sırt-ve hatta belinizin arkadan incelenmesi ve bu incelemenin siz başınızı eğip doğrulturken tekrarlanmasıyla biten esaslı bir muayeneyi kastediyorum.

            Tanıya yardımcı olacak tetkikler derken de MR ilk sırada gelebilir, ama tabii ki açık MR değil ve iyi bir makinede çekilmesi en az 15 dakika süren bir MR incelemesi. MR ile birlikte hemen daima kan tetkikleriniz istenir ki önemli bir takım hastalıklar gözden kaçmasın. Bu görüldükten sonra yine hemen daima röntgen filmleriniz, özellikle de ayakta başınızı eğip doğrulturken çekilen filmleriniz gerekir. Kimi zaman bilgisayarlı tomografi ile EMG,MEP,SEP gibi sinir ölçümleri de sıklıkla istenir.

24 Ekim 2016 Pazartesi




Boyun Fıtığı Belirtileri: Tekrarlayan boyun ağrısının ve boyun tutulmasının sıklığının, şiddetinin ve süresinin artması yanı sıra, şikayetlere kollara inen ağrıların da eşlik etmesi söz konusudur. Kollardaki bu ağrı tek yanlı olabileceği gibi iki yanlı da olabilir. Ağrı yanıcı veya batıcı bir ağrı olabileceği gibi kasılma veya gerilme şeklinde de olabilir. Ağrı öksürme, hapşırma veya tuvalette ıkınma durumunda şiddetlenir. Yine kollarda uyuşma, hissizlik, karıncalanma, keçeleşme gibi his bozuklukları da şikayetlere eşlik edebilir.

            Bazı hastalarda kısa bir mesafe yürüyünce bacaklarda çok şiddetli kasılma türü ağrılar olması nedeniyle yürümek neredeyse imkansız hale gelebilir. Gece bacaklara kramplar girebilir. Söz konusu bu rahatsızlıklara durup dururken, yani bir zorlanma olmadan idrar kaçırma veya ayaklarda güç kaybı gibi şikayetler de eklenirse; olay acil demektir ve eğer 48 saat içinde ameliyat olmazsanız, söz konusu durumun düzelmesi bir yılı bulabilir ve hatta düzelmeyebilir de.