19 Ocak 2017 Perşembe




Kireçlenme: Halk arasındaki bu tabir, doktorların gözüyle yeni kemik oluşumlarıdır. Peki niye ortaya çıkar bu yeni kemik oluşumları? Bunlar omurgalar arasındaki aşırı hareketliliğin ortaya çıkardığı ağrıya, doğanın bulduğu bir çözümdür. Yani doğa modern tıbbın vida ve çubuklarla kemikleri kaynatmasına, yani doktorlar arasındaki deyimiyle “füzyon, enstrümentasyon”, halk arasındaki deyimiyle “Platin Ameliyatı”na benzer bir çözüm bulmaya çalışmaktadır.  Kimi zaman da vücuttaki kalsiyum oranını ayarlayan sistemlerin bozulmasıyla da benzer aşırı kemikleşmeler de ortaya çıkabilir.

Ancak bu yeni kemik oluşumları sinirleri sıkıştırarak “kanal daralması” ya da “bel fıtığı”na benzer yakınmaları ortaya çıkarabilmektedir. Sonuçta bu kemiklerin temizlenmesinden, yani ameliyattan başka bir çare bulunmamaktadır. Tabii ki yapılması gereken ameliyat kimi zaman kapalı ameliyatlardan, kimi zaman açık ve karmaşık ameliyatlara kadar değişebilmekte, yani hastaya platin ameliyatı yapılması da gerekebilmektedir.

16 Ocak 2017 Pazartesi





Kanal Daralması: Bu olay belde, boyunda veya sırtta görülebilir ama nerede olursa olsun, söz konusu edilen omurga kemiklerinin ortasındaki kanalın daralması sonucu burada hem sinirlerin ve hem de omuriliğin sıkışması sonucu ortaya çıkan şikayetlerdir. Hastanın belinde, boynunda veya kollarında, bacaklarında olan ağrılardan çok; kısa bir mesafe boyunca yürüdüğünde bacaklarında ortaya çıkan kasılma türü ağrıların hastanın yürümesine engel olmasıdır. Bu problem daha çok doktorların “Geriatrik” dediği ileri yaşlarda görülür.
     Bu tablonun cerrahiden başka hiçbir tedavi yöntemi yoktur. Ancak hastaya doktorların dediği şekliyle “Minimal Girişimsel Ameliyat” veya halk arasındaki adıyla “Kapalı Ameliyat, Kansız Ameliyat” yapılabileceği gibi; “Mikrocerrahi” yani küçük bir keşiden yapılan düşük riskli cerrahi girişimler, veya eğer bunlarla çözüm bulunamayacaksa doktorların dediği şekliyle “Enstrümentasyon” veya halk arasındaki adıyla “Platin Koyulan Ameliyat” ta yapılması gerekebilir.


12 Ocak 2017 Perşembe




 Hamilelikte Bel ve Boyun Fıtıkları: Hamilelikte kadın vücudunda pek çok hormon değişikliği ortaya çıkar. Doğaldır ki bu değişikliklerin bir kısmı doğum eylemini kolaylaştırmak üzere vücuttaki bağları gevşetmeye yöneliktir. Tabii ki bu şekilde bağların gevşemesi, bebekle beraber annenin aldığı ekstra kilolar da eklendiğinde, vücudun duruşunu bozarak, omurgalar arasındaki disklerin zarar görmesini kolaylaştırmaktadır.
 Hamileliksırasında fıtık gelişip te ağrılar başladığında, ne tanı amacıyla röntgen çekilebilir, ne de herhangi bir ilaç kullanılabilir. Bu nedenle en iyisi, eğer herhangi bir ağrı hamilelik öncesinde de varsa, hamile kalmadan bu soruna bir çözüm aranmasıdır. Yoksa hamilelik bittiğinde bebek sütten kesilinceye kadar tedavi ertelenmek durumunda kalınacak, üstelik hamilelik sonrasında annenin üstünde fazla kilo kalacağı için; tedavi iyice zorlaşacaktır.

10 Ocak 2017 Salı




Yaşlılarda Bel ve Boyun Fıtıkları: Bu tip fıtıklar yaşlılarda çok nadirdir, hatta 60 yaşlarından sonra pek görülmezler. Bu yaşlarda fıtık genellikle yıllardır süre gelen zedelenmelerin sorucunda yavaşça ortaya çıkar. Ancak görüldüklerinde de ameliyatları hiç kolay değildir, çünkü yıllar içinde ortaya çıkmış ve halk arasında “Kireçlenme” denen kemik yapıya ait sorunlarla yine ileri yaşlarda özellikle kadınlarda ortaya çıkan kemik erimesine yönelik teknikler de kullanılması gerekecektir; bu nedenle mutlaka tecrübeli ellerde yapılmaları gerekir.
            Böyle geç yaşta fıtık görüldüğünde olaya eşlik eden ekstra bir hastalık, mesela bulaşıcı bir hastalık veya sinirlere zarar veren, şeker hastalığı benzeri kronik bir hastalık olup olmadığına da dikkat etmek gerekir. Ayrıca yaşlıları bu tip durumlardan korumak için; ağır işlerde çalışmalarına, ağır eşyalar taşımalarına izin vermemek gerekir. Eğer zorunlu olarak ağırlık kaldıracaklarsa da, bunu simetrik olarak yapmaları; yani tek kolla dengesiz olarak ağırlık taşımamaları gerekir.


9 Ocak 2017 Pazartesi





Çocuklarda Bel ve BoyunFıtıkları: Bu tip fıtıklar çocuklarda çok nadirdir, hatta 18-20 yaşlarında bile pek görülmezler. Bu yaşlarda fıtık genellikle travmaya bağlı olarak birdenbire ortaya çıkar. Ancak görüldüklerinde de ameliyatları hiç kolay değildir, çünkü daha sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek sorunlara yönelik teknikler de kullanılması gerekecektir; bu nedenle mutlaka tecrübeli ellerde yapılmaları gerekir.

            Böyle erken yaşta fıtık görüldüğünde olaya eşlik eden ekstra bir hastalık, mesela doğumsal bir anormallik veya bir bulaşıcı hastalık olup olmadığına da dikkat etmek gerekir. Ayrıca çocukları bu tip durumlardan korumak için; ağır işlerde çalışmalarına, ağır okul çantaları taşımalarına izin vermemek gerekir. Eğer zorunlu olarak ağırlık kaldıracaklarsa da, bunu simetrik olarak yapmaları; yani tek kolla dengesiz olarak ağırlık taşımamaları gerekir.

2 Ocak 2017 Pazartesi





Boyun Fıtığı Ameliyatı Sonrası: Boyun fıtığı ameliyatından sonra boynunuzdaki yaranıza en az 3 gün mutlaka hiç su değmemesine dikkat etmelisiniz. Günümüzde genellikle yaralar gizli dikişle kapatıldığı için, bu sürenin sonunda pansumanınızı çıkarıp atabilir ve banyonuzu yapabilirsiniz. Ama eğer dikişlerinizi aldırmanız gerektiği söylendiyse, bu takdirde 5. gün dikişlerinizi aldırmanız ama bu süre boyunca yaranızın pansuman ile örtülü olması gerekecektir.
İlk haftayı daha çok ev içinde ve genellikle yatakta istirahat ederek geçirmeniz uygun olacaktır; ilk haftadan sonra aralıklı olmak kaydıyla evden çıkıp dolaşabilir, hatta uzun süreli olmamak kaydıyla işe bile gidebilirsiniz. Bir ay dolduğunda, işinize veya evinize yakın bir merkezde; 1 ay süreyle olacak şekilde fizik tedaviye başlayacaksınız. Fizik tedavi süresinde size öğretecekleri hareketleri ise bundan sonra hayatınızın bir parçası hale getireceksiniz.
Fizik Tedavi bittikten sonra, 1 ay boyunca da egzersiz yapıp daha sonra; yani 3 ay sonunda bir spor salonuna üye olup ağır sporlarla uğraşabilir ve ağır işlerinize geri dönebilirsiniz. Ameliyat sonrasında size verilen ağrı kesici, kas gevşetici ve antibiyotiklerinizi, cerrahınızın size önereceği süre boyunca kullanıp sonra bırakacaksınız. Unutmayın ki ameliyatı, ilaçlardan da kurtulup kaliteli bir yaşama ulaşmak için oldunuz.
Sert bir yatakta yatın, yani yerde veya sert bir tahtanın filan üzerinde değil; sıradan bir hazır yaylı yatağın üzerinde. Ortopedik bir boyun yastığı kullanın. Kanepede filan yatmayın. Otururken de koltukta değil, sandalyede; yani geriye kaykılmadan oturun. Bir araçta sürücü veya yolcu iken, koltuğunuzun üst kısmındaki baş desteğini daima başınızın arkasına değecek şekilde ayarlayın.
Boynunuzu soğuktan koruyun. Dengesiz ve zorlayıcı hareketler yapmayın; mesela çok ağır nesneleri kaldırmayın ve tek elinizde ağırlık taşımayın. Uygun olmayan şekillerde uzun süre oturmayın. Eğer size belli bir süre boyunluk kullanmanız söylendi ise, bu süre içinde korsenizi otururken ve ayakta iken asla çıkarmayınız ama korsenizi asla size önerilen süreden fazla da kullanmayın.
Tabii ki tüm bu okuduklarınız, cerrahınız size aksine bir şey söylemedi ise geçerlidir.