11 Aralık 2017 Pazartesi

Ayırıcı Tanı nedir?

Kalçada ağrı, baldırda ağrı, dizde ağrı, ayak tabanında ağrı, omuz ağrısı, kol ağrısı, ellerde uyuşma, baş ağrısı, bel ağrısı, ağız çevresinde uyuşma, boyun tutulması, sırt ağrısı, kola inen ağrı, kalçanın yan tarafında yanma... Tüm bunlar ve benzeri şikayetler, kimi zaman şikayetin olduğu bölgedeki bir takım hastalıklara; kimi zaman da şikayetin olduğu bölgenin çok uzağındaki bir takım hastalıklara bağlı olabiliyor.

Tıp fakültesi öğrencilerinin yılları işte bu şikayetlerin hangi hastalığa bağlı olduğunu ayırt etmeyi öğrenmekle yani “ayırıcı tanı” denen sanatı öğrenmekle geçiyor. Yoksa şikayetin olduğu yere masaj yapalım, sihirli yağ sürelim, renkli taşlar koyalım; o kadar da kolay değil bu işler. Yani eğitim şart...

4 Aralık 2017 Pazartesi

Egzersizlere Başlamadan Önce...

Herhangi bir sağlık sorunu, özellikle de önemli bir omurga sorunu olan kişilerin yapacağı egzersizler kendileri için özel olarak planlanmalıdır. Aslında günümüzde herkesin egzersizi kişiye özel planlanabilir. Çünkü ülkemizde fizyoterapi okullarının, beden eğitimi ve spor bölümlerinin sayısının giderek artması sonucunda, buralardan mezun olmuş iyi eğitimli spor koçlarına  artık herkes ulaşabilmekte...
Kişiye uygun egzersizler planlanırken; önce egzersizlerle kötüleşebilecek kalp hastalığı, akciğer problemi ve benzeri bir takım hastalıklar var mı öğrenilmelidir. Daha sonra da düztabanlık, omurga eğriliği, arka bacak kaslarında esneklik kaybı, karın kaslarının gücünde azlık gibi dezavantajlar varsa bunlar giderilmelidir. 

28 Kasım 2017 Salı

Rahat Oturmak, Rahat Yatmak ama Nasıl?

Ergonomi ile kastedilen, iş insan uyumu konusudur. Buradaki çağdaş kural, işe göre insan seçmek veya insanı işe uydurmaya çalışmak değil; işi çalışana uygun hale getirmektir. Artık ülkemizde de bulunan ve “iş güvenliği uzmanı” ya da “iş sağlığı hekimi” diye adlandırılan uzmanların görevi işte budur. Yani işyerinde, işin çalışanın sağlığına ve yaşam kalitesine uygun hale getirilmesini sağlamak ve  bunu sürekli kontrol etmek...
Tabii ki işte geçirilen zamandan daha çoğunu evde geçirdiğimiz için bu kuralları evde de göz önüne almak gerekir. Yani ergonomik bir çalışma masası, mutfak tezgahı, televizyon koltuğu veya yatak ile kastedilen; yine kişinin o anda yapmakta olduğu harekete en uygun olan tasarım anlamına gelir. Tabii ki ulaşım araçlarından, sürekli kullanılan el aletlerine; çantalardan, cep telefonlarına kadar günlük yaşam sırasında kullandığımız diğer her şeyin de  ergonomik olması gerektiğini unutmamak gerek.

24 Kasım 2017 Cuma

Ağrı nasıl Ölçülür?

Ağrıyı vücut sıcaklığını ölçerken olduğu gibi bir derece ile veya tansiyon ölçerken olduğu gibi bir aletle ölçme şansımız yok. Yani hep dendiği gibi, “Ağrıyı sadece çeken bilir!”. Hastaya şöyle bir soru sorarak, ağrısı için sayısal bir değer öğrenebiliriz tabii ki: “Hiç ağrınız olmayan bir duruma sıfır desek, dayanılmaz ağrıya ya da hayatınızda çektiğiniz en korkunç ağrıya ise yüz desek, şu anki ağrınız sıfır ile yüz arasındaki hangi rakama karşılık geliyor?”.
Yani ağrısı olanın yüzünden, halinden çektiği acıyı anlayabiliriz, ya da ağrısını yüzde olarak söylemesini isteyebiliriz; bu şekilde de ancak hastanın ağrısını daha önceki ağrılarıyla karşılaştırabiliriz, başkalarının ağrılarıyla değil. Bunun için ise elimizde bir takım formlar var.
Bunlar yıllardır kullanılmakta olan, geçerliliği uluslararası bilim dünyasında kabul edilmiş ve de Türkçeye uyarlanmış olan formlardır. Ağrının hastanın yaşam kalitesini ne denli düşürdüğünü, hastanın psikolojik durumunu ne denli etkilediğini anlamamızı ve en önemlisi bunu başka hastalarla kıyaslamamızı sağlarlar.

20 Kasım 2017 Pazartesi

İstirahat ama Nasıl?

Uzun yıllar boyunca tepe tepe kullanıp yıprattığımız vücudumuzun da aynı ruhumuz gibi tatile ihtiyacı var. Bazen frene basmak, biraz dinlenmeye çekilmek gerekebilir. Bel ve boyun ağrılarının önemli bir kısmı dinlenerek, kendiliğinden kısa sürede geçer. Yani birkaç gün yatmak veya yine birkaç gün için bele takılan örme bir korse veya yumuşak bir boyunluk bile bu ağrıların tedavisi için yeterli.

Tabii yatmak derken sağlıklı bir yatakta yatmayı kastediyoruz, tahta üzerine veya yere serilmiş bir battaniyenin üstünde değil; aileden kalmış bir yün yatakta da değil, çok eskimemiş bir hazır yatak üzerinde. Kanepede veya koltukta yatmak hiç değil; dizlerin altına bir yastık yerleştirilmiş durumda iken sırt üstü veya bacakların arasına bir yastık yerleştirilmiş durumda iken yan yatarak dinlenmek.