7 Ekim 2019 Pazartesi
1 Temmuz 2019 Pazartesi
13:41 by Prof. Dr. Semih KeskilNo comments
Köşe
tümörü (akustik nörinom, schwannom) nedir? Bulguları nelerdir, tanısı nasıl
konur, tedavisi nasıl yapılır?
Köşe
tümörü, akustik nörinom veya schwannom adıyla bilinen bu tümör beyin sapı ile
beyinciğin birleşim noktasında olup bu bölgeye serebellopontin köşe adı
verilmektedir, köşe tümörü tabiri de buradan gelmektedir. Vücudun derisi, tüm
organların üzerini örten fasiyalar olduğu gibi sinir dokusunun da bir kılıfı
vardır. İşte bu tümör sinir kılıfından kaynaklanır. Ve sadece serebellopontin
köşede değil sinir kılıfının olduğu her yerde olabilir. Ama biz köşedeki
tümörden bahsedeceğiz.
Serebellopontin
köşeden işitme ve denge iletimini sağlayan sekizinci sinir geçer, yedinci sinir
de bu bölgeye çok yakındır. O kadar sinsi bir tümördür ki belli bir boyuta
gelene kadar hiçbir bulgu vermez. Boyut artışını takiben önce sekizinci sinir
basısı yapar, hastalarda işitme kaybı ön planda olmakla birlikte kulakta çınlama,
baş dönmesi, kulakta basınç hissi, denge kayıpları, beyin sapı basısı sonrası
bir veya iki tarafta birden felç benzeri güçsüzlük, yedinci sinir basısına
bağlı yüz felci, tat alma sorunları görülebilir. Unutulmaması gereken en önemli
konu tedavi edilmezse ölümcül seyredeceğidir.
Başvurunuz
sonrası önce şikayetleriniz dikkatle dinlenmeli ve detaylı bir fizik muayene
sonrası bazı tetkikler istenmelidir. Damardan ilaç verilerek çekilen MR,
serebellopontin köşedeki kemik yapısını gösteren ince kesitli tomografi, yüz
felci ve işitme kaybının değerlendirilmesi için EMG ve işitme testleri yapılmalıdır.
Bu tetkiklerin sonucunu en
iyi beyin cerrahı değerlendirerek size tedavinizle ilgili bilgileri
verecektir. Şunu söylemek çok yanlış olmayacaktır “bu hastalığın kesin tedavisi
ameliyat olmaktır”.
Serebellopontin
köşe yani beyincik ve beyin sapı bileşke bölgesi anatomik olarak çok önemlidir.
Özellikle sekizinci, yedinci ve beşinci sinirlerin o bölgede olması, ayrıca
beyin sapı ve beyincik gibi hayati organları ilgilendirmesi bu ameliyatı zor
kılan faktörlerdir. Ameliyat esnasında mutlaka sinir monitorizasyonu yapılmalı
hastaya bir yoğun bakım
yatağı ayarlanmalıdır. Cerrahi olarak çok önemli bir bölge olduğundan
mutlaka deneyimli ellerde yapılması gereken, iyi bir cerrahi sonrası hastaların
tam iyileşmeyle normal yaşantılarına dönebildiği bir tümördür.
13 Haziran 2019 Perşembe
04:02 by Prof. Dr. Semih KeskilNo comments
Bunama
(demans) bir kader mi yoksa tedavisi var mı? Bunama ilaçla mı tedavi edilir
yoksa cerrahi tedavisi var mıdır?
Bunama
beyin hücrelerinde yaşa bağlı kayıpların yaşanması sonucu oluşan bir durumdur.
Özellikle 65 yaş üstü kişilerde kadın erkek ayırt etmeksizin görülebilmektedir.
65 yaş üstü görülme sıklığı yaklaşık %10’ dur. Tabi daha genç yaşlarda da
görülebilir. Özellikle bilgisayar ve cep telefonlarının günlük yaşama
girmesiyle gençlerde de bu hastalığa yakalanma sıklığı artmıştır. Ailesel
olabildiği gibi, yaşın çok ilerlemesi, kalp ve damar hastalıkları, kollestrol
yüksekliği, geçirilmiş kafa travmaları, geçirilmiş kalp krizlerine bağlı
görülmektedir.
Bu
hastalarda unutkanlık, günlük işlev kaybı, depresyon, konuşma bozukluğu, idrar
ve büyük abdest kaçırma, yürüme zorluğu gibi semptomlar görülür. Bunamanın
birkaç tipi vardır. Eğer ailenizde bu şikayetleri yaşayan yakınınız var ise veya
sizde de bu şikayetler başladıysa yapmanız gereken bir beyin cerrahına
başvurmaktır.
Hastanın yakınları ve
hastanın kendisi ile yapılan bilgi alma işleminin ardından hasta detaylı bir
fizik muayeneden geçirilmelidir. Sonrasında beyin tomografisi, beyin MR’ ı
çekilmelidir. Ayrıca yapılan muayeneye göre EKG, idrar akım testleri, yürüme
testleri, vb istenebilir.
“Peki bu hastalar için
ameliyat mı, ilaç mı?”
Bu sorunun cevabı için
hastanın belinden beyin omurilik sıvısı boşaltma testi yapılarak bu işleme
cevabı ölçülür. Eğer bu işlemden fayda görüyorsa hasta ameliyattan da fayda
görecek demektir.
“Bu ameliyatı hangi
doktor yapar?”
Bunama cerrahisinde
hastaya belinden veya başından bir pompa takılarak bir ucu beyin omurilik
sıvısını boşaltacak şekilde bir ucu ise karın boşluğundan bu sıvıyı atacak
şekilde ayarlanır. Deneyimli ellerde yapıldığı takdirde oldukça konforlu ve
yoğun bakım yatağı ihtiyacı olmayan bir ameliyattır. Hastalar kısa sürede
taburcu edilerek normal yaşantılarına adapte olur ve günden güne şikayetleri
azalır.
Sizin veya yakınınızın da
bu tip şikayetleri varsa adresiniz bunama cerrahisinde deneyimli bir beyin
cerrahı olmalı…
Prof Semih Keskil MD,PhD (he/his)
Bestekar Sk 65/21 Kavaklıdere 06680 Ankara TURKEY
www.semihkeskil.com
Bestekar Sk 65/21 Kavaklıdere 06680 Ankara TURKEY
www.semihkeskil.com
9 Mayıs 2019 Perşembe
19:27 by Prof. Dr. Semih Keskil1 comment
Omurga enfeksiyonları neden olur? Nasıl anlaşılır, nasıl tedavi edilir? Hangi doktora gitmeliyim?
Sorularınızın
cevapları burada…
Omurga
enfeksiyonlarının en tipik bulgusu herhangi bir travma (kaza, darp, düşme, vb.)
geçirmeksizin omurga bölgesinde şiddetli ağrı olmasıdır. Hasta hareket ettikçe
ağrısı daha da dayanılmaz hale gelir. Üşüme titreme, his kaybı, yorgunluk,
ateş, hassasiyet, omur bölgesinde sertlik, şişlik şeklinde de olabilir.
Bu
tip şikayetlerde mutlaka bir beyin cerrahı randevusu alınmalıdır. Önce
şikayetleriniz dikkatle dinlendikten sonra detaylı bir fizik muayene
yapılmalıdır. Ağrılı omurga bölgesinden röntgen, tomografi, ilaçlı ve ilaçsız
MR çekilmeli. Kan enfeksiyon değerleri, biyokimya, kan sayımı, brucella,
salmonella testleri istenmelidir. Eğer sinir arazı varsa mutlaka EMG yapılmadır.
Kültür almak için omurga bölgesi veya çevresinden parça alınıp mikroskopta
incelebilir. Bu tetkiklerin sonucunu en iyi beyin cerrahı değerlendirecek ve
gerçek tanıyı koyacaktır.
Omurga
enfeksiyonlarının tedavisi sonuçlar irdelenip ona göre şekillenir. Bazen
hastalar sadece antibiyotik alarak bu hastalığı yense de bazen ameliyat
yapılması gerekmektedir. Ameliyatı ise enfeksiyonun tuttuğu yerin boyutuna,
mesafesine, hangi mikroorganizmanın enfeksiyona neden olduğuna göre değişkenlik
gösteren ve mutlaka deneyimli ellerde yapılması gereken bir cerrahidir.
Hadi
şimdi omurga enfeksiyonu konusunda deneyimli bir beyin cerrahına…
Saygı ve selam ve sevgiler
Prof Semih Keskil MD,PhD (he/his)
Bestekar Sk 65/21 Kavaklıdere 06680 Ankara TURKEY
www.semihkeskil.com
Bestekar Sk 65/21 Kavaklıdere 06680 Ankara TURKEY
www.semihkeskil.com
3 Nisan 2019 Çarşamba
15:22 by Prof. Dr. Semih KeskilNo comments
Beyin Tümörü
Ameliyatında En Son Teknoloji
Beyin tümör ameliyatı ve
omurilik tümörü ameliyatında amaç genellikle, tümör kütlesini küçültüp çevredeki
sinir sistemine yaptığı baskıyı azaltmaktır. Böylece tümör hücre sayısı azaltılarak,
kemoterapi yani ilaçlar ile yapılan ve/veya radyoterapi yani yüksek enerjili
parçacıklarla yapılan tedavilerin başarılı olma şansı artırılır. Beyin tümörünün
ve omurilik tümörünün tam anlamıyla tedavi edilmesi çoğu zaman mümkün olmasa
da, en azından hastanın yaşam kalitesinin korunması ve hayatta kalma süresinin
uzatılması söz konusudur.
Beyin tümörü ameliyatları ve
omurilik tümörü ameliyatları, tüm ameliyatlar arasında en tehlikeli olanlardır.
Zorluk ameliyatın beyin ve omurilik üzerinde yani sadece kalp gibi kıpırdayan veya
ciğer gibi çok kanayan bir organda değil de; düşünen, konuşan, akıl yürüten,
icat yapan ve hatta ameliyat yapan bir organda yapılıyor olmasından
kaynaklanır. Üstelik bu organ adeta su muhallebisi kıvamındadır. Bu nedenle
beyin tümör ameliyatları ve omurilik tümörü ameliyatları saatler sürmekte,
beyin cerrahları diğer cerrahlara göre çok daha zor yetişmekte ve de yüksek
teknolojiye sahip çok pahalı cihazlar kullanılmaktadır.
Nöronavigasyon sistemiyle ameliyat öncesi elde
edilen görüntüler ameliyathanede canlı ve 3 boyutlu olarak sanal ortamda
yeniden oluşturulup, beyin cerrahının o an beynin veya omuriliğin neresine
dokunmakta olduğunu ekranda görebilmesi sağlanmakta; ultrasonik aspiratör cihazıyla
ses dalgaları kulllanarak sadece tümör dokusunun parçalanması ama normal beyin
doku ve damarlarının zarar görmemesi sağlanarak tümör adeta beyne el sürmeden
çıkarılabilmekte; cerrahın görüşünü kırk kat artıran ameliyat
mikroskopları ve özel boyalar yardımı ile tabiri caizse tümör hücreleri tek tek
temizlenebilmekte; endoskoplar sayesinde köşelerin arkası görülebilmekte;
ameliyathanede kullanılan ultrasonografi ve tomografi cihazları sayesinde
ameliyat sırasında tümördeki değişiklikler görüntülenmekte; nöromonitörizasyonla
sinir sistemine ameliyat sırasında verilen zarar anında tespit edilebilmekte;
yani modern tıp sayesinde günümüzde beyin ameliyatları ve omurilik ameliyatları
yüksek başarı oranı ile yapılabilmektedir.
Alet işler, el övünür...
19 Mart 2019 Salı
02:04 by Prof. Dr. Semih KeskilNo comments
Alzheimer çözümsüz değil!
Efendim, Tanrıya şükürler olsun ki modern tıp sayesinde insan ömrü giderek uzadı. Çoğumuzun ebeveynleri hayatta, üstelik nazar değmesin sağlıklılar da. Aman onlar başımızdan hiç eksik olmasınlar. Tabii ki ileri yaşa bağlı olarak hepsinin başında bir takım sağlık sorunları var, ama biz de onlar için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz.
Herhalde hepiniz katılırsınız, sağlık söz konusu edildiğinde; en önemli şey akıl sağlığı. Çocuğu olmaktan gurur duyduğumuz, bir zamanlar aklının ışığına hayran olduğumuz büyüklerimizin giderek bunaması çok üzücü bir durum; insanın içi parçalanıyor.
Burada sadece en önemli noktayı vurgulamak istiyorum: Alzheimer olabileceğini düşündüğümüz ebeveynlerimizi, diğer bir deyişle bunama hastalarını iyileştirmek için yapılabilecek hiçbir şey olmadığını sakın düşünmeyin. Bu tip her yedi hastanın biri, yapılacak basit bir ameliyatla eski haline döndürülebiliyor!
Varlığı 1965 yılından beri bilinen söz konusu ‘Adams Hakim’ hastalığında yürüyüş bozukluğu genellikle ilk ortaya çıkan bulgu. Tipik yürüyüş yavaş ve ayağı yerden kaldırmadan sürükleme tarzında atılan küçük adımlar şeklindedir, hasta dönüşlerde zorlanır. Zihinsel değişikliklerise, yakın geçmişi hatırlamada zorluk şeklinde bir hafıza kaybı; azalmış dikkat ve düşüncede yavaşlama şeklindedir. Bazen görülen idrar kaçırmayakınmasına gelince, hastalar ilk başta tuvalete yetişemediklerinden söz ederler.
Söz konusu hastalık, bunamaya yol açan nedenler arasında tümüyle tedavi edilebilen; yani hastanın yaşamına eskiden olduğu gibi normal bir yaşlı olarak devam edebildiği tek hastalık. Bu insanların beyninde ortaya çıkan küçülmeye bağlı olarak, beynin çevresini kaplayan beyin omurilik sıvısının arttığını biliyoruz. İşte bu durum ‘bunama’ tablosu ile ilişkilidir.
Hastalığın diğer bir adı da ‘Normal Basınçlı Hidrosefali’ dir. Tedavi amaçlı yapılan şant takılma ameliyatının başarılı olma şansı ise, cerrahiden 3 ila 6 ay sonra % 65 - % 95 arasında. Üstelik iyileşme görülecek bu hastaları, ameliyattan önce yapılacak bir testle saptamak ta mümkün.
Onlar unutsa da siz unutmayın!
14 Mart 2019 Perşembe
22:03 by Prof. Dr. Semih KeskilNo comments
Prof. Dr. Tunçalp Özgen’e
Ağıt...
Tunçalp
hoca. Bakın hoca diyorum. Yüzyılın cerrahı vs gibi süslü bir sıfatı yoktu
belki. Ama adının arkasına hoca sıfatı eklenebilen nadir cerrahlardan.
Türkiye’deki tüm beyin cerrahlarına bir şekilde dokunmuştur. Aynı Yücel hoca,
Kemali hoca gibi. “Türkiye’de bugün her yerde, hatta kasabalarda bile beyin
cerrahisi yapılabiliyorsa onun sayesindedir” denebilecek birkaç kişiden biri.
Sadece iyi cerrah değil. İyi kalpli, kibar, hep yapıcı. Kibir genlerini
baskılayabilmiş bir insan. Benim de hocamdı ama ona ağabey demek ayrı bir
keyifti. Ağabeydi çünkü. Işıklar içinde uyusun...
4 Mart 2019 Pazartesi
14:54 by Prof. Dr. Semih KeskilNo comments
Tortikollis
(eğri boyun hastalığı) nedir? Sebepleri nelerdir, teşhisi nasıl konur, tedavisi
nasıldır?
Sorularınızın
tüm cevapları burada…
Tortikollis yani eğri boyun hastalığı bir boyun kası olan
sternokloidomastoid kasın sağ veya sol tarafta kısa olması sonucu meydana
gelir. Bir tarafta kısa olan kas boynu kendine doğru çeker, çene diğer tarafa
döner. Zamanla kulak eğrileşerek kişide boynun eğri kalmasına sebep olur. Yüz
bölgesi de bu eğrilikten etkilenerek asimetrik olur.
Eğri boyun hastalığı en sık doğumsal hadiselere bağlı
gelişir. Bebeğin anne karnında yanlış pozisyonda olması, doğum esnasındaki
travmalar, doğum kanalına sıkışma, doğum esnasında veya sonrasında olan
enfeksiyonlar doğumsal eğri boyun hastalığının nedenleri iken, erişkinlerde
görülen eğri boyun hastalığının nedenleri kas spazmı, boyun omurgasında kırık,
boyun eklemlerinde kireçlemeler, boyun bölgesinde meydana gelen ligaman
hasarları, kas enfeksiyonları, lenf bezi iltihapları, boğazda meydana gelen
apseler ve en önemlisi travma olarak sıralanabilir.
Eğri boyun hastalığının teşhisinde öncelikle hastanın tüm
şikayetleri dinlenerek, ayrıntılı bir muayeneden geçirilmelidir. Bazı manevra
testleri ve refleks muayeneleri yapılır. İstenecek boyun tomografisi ve MR gibi
görüntüleme tetkiklerinin yanı sıra EMG adı verilen sinir ileti testleri de
yapılmalıdır. Bu tetkiklerin sonucunu size en iyi beyin cerrahı analiz edecek
ve tedavi planlamasını yapacaktır.
Tedavisinden de bahsedecek olursak: Öncelikle özellikle
bebeklerde meydana gelen boyun eğriliği çok vakit kaybetmeden hızlıca tedavi
edilmelidir. Çünkü çenede, boyunda, yüzde, kulakta meydana gelen şekil
bozukluğu hızlıca tedavi edilmezse kalıcı olacak ve bu kişinin tüm hayatını
etkileyecektir. Tedavi seçenekleri arasında fizyoterapi programları,
egzersizler, fizik tedavi hareketleri, kas gevşetici ilaçlar ve cerrahi tedavi
bulunmaktadır.
Öncelikle fizyoterapi programına alınan hastalarda fayda
sağlamadığı saptanırsa cerrahi müdahale gerekmektedir. Cerrahi müdahale boyun
kaslarına yapılacak gevşetme ve şekil verme işlemine dayanır. Boyun eğriliği
cerrahisinde özellikle kas içi ve boyun bölgesi sinirlerin gerek anatomik
yapısına hakim olma, gerekse bu bölge cerrahisini defalarca yapmış olması
nedeniyle deneyimli beyin cerrahları bu ameliyatı sıkça yapmakta ve faydalı
sonuçlar alabilmektedir.
Sizin de yakınında veya kendinizde bu tip sorunlar
mevcutsa adresiniz boyun anatomisini iyi bilen ve bu ameliyatı defalarca yapmış
bir beyin cerrahı olmalı…
4 Şubat 2019 Pazartesi
12:07 by Prof. Dr. Semih KeskilNo comments
Karpal
tünel sendromu (el bileğinde sinir sıkışması) hakkında bilmek istedikleriniz.
Semptomları nelerdir, tanısı nasıl konur, tedavi seçenekleri nelerdir?
Sorularınızın
cevapları burada…
Karpal tünel sendromu yani el bileğinde sinir sıkışması
bilek seviyesinden geçen eldeki parmakların hissetmesini sağlayan sinirin
(median sinir) karpal ligaman adı verilen ligamanın altında sıkışması sonucu
meydana gelir.
Karpal tünel sendromu iğne ve tığ işi yapanlarda, ev
temizliği yapanlarda, bilgisayar daktilo kullananlarda, tornavida ile onarım
yapanlarda, kasaplarda, marangoz işi yapanlarda sık görülmektedir. Hatta son
dönemde çıkan akıllı telefonların karpal tünel sendromuna neden olduğu hakkında
araştırmalar bulunmaktadır.
Öncelikle ellerde başlayan uyuşma el dinlendirildiğinde
ortadan kalktığı için yani sabah uyuşma geçtiği için çoğu kişi bu dönemde bu
uyuşmaları önemsemez. Fakat sıkışma ilerledikçe uyuşma başparmak, işaret
parmağı ve orta parmağın iç yüzüne yayılmaya başlar. Bu safhadan sonra
hastalarda avuç içine yayılan ağrı artar. Bu ağrı gece uykudan uyandırır
vasıfta olup kişiler elini rahatlaması için sallamaya başlar. Son evresinde
elden çatal kaşık düşürme, avuç bölgesinde kas erimelerine bağlı çöküntüler
görülür.
Yukarıda saydığımız şikayetlerden bazıları sizde de
görülüyorsa bir beyin cerrahına gitmeniz gerekmektedir. Bir beyin cerrahı beyin ameliyatı, beyin tümörü ameliyatı, bel ağrısı tedavisi, alzheimer tedavisi, bel fıtığı ameliyatı, boyun fıtığı ameliyatı
gibi tedavilerin yanında karpal tünel sendromu tedavisi de yapmaktadır. Çünkü
beyin cerrahisi bilim dalı sadece beyin ve omuriliği değil vücuttaki tüm
sinirleri de kapsamaktadır.
Tanısına gelecek olursak öncelikle şikayetleriniz dikkatle
dinlenmeli ve detaylı bir muayene yapılmalıdır. Kapral tünel sendromu tanısı
EMG denilen sinir ileti testi ile konmaktadır. Fakat boyun fıtığı da buna
benzer şikayetler yapacağı için mutlaka boyun MR, boyun tomografisi, boyun
grafisi de istenmelidir. Bu tetkiklerin sonucunu en iyi beyin cerrahı değerlendirip tedavinizle
alakalı yol haritasını çizecektir.
Tedavi seçenekleri arasında özel bilekliklerin kullanımı,
fizik tedavi uygulamaları ve cerrahi tedavi bulunmaktadır. Hangi tedavinin
gerekeceği el bileğindeki sinir sıkışmasının derecesine bağlıdır. Diyelim ki
ağır derece sinir sıkışması var ve cerrahi gerekiyor “nasıl bir ameliyat diye?”
soracak olursanız, lokal anestezi dediğimiz hastayı uyutmadan sadece bilek
bölgesi uyuşturularak yapılan bir ameliyattır. Ameliyat sonrası hastalar çoğu
zaman aynı gün taburcu edilmektedir.
Beyin
cerrahisi Ankara ilinde oldukça aktif çalışmakta ve Ankara beyin cerrahi
camiasında bu tip sinir ameliyatlarını yapan hekimler bulunmaktadır.
Siz de kendinizde veya yakınlarınızda sinir sıkışmasından
şüpheleniyorsanız adresiniz doğru ve deneyimli bir beyin beyin cerrahı olmalı…
28 Ocak 2019 Pazartesi
16:41 by Prof. Dr. Semih KeskilNo comments
Hipofiz
adenomu nedir, ne gibi şikayetlere neden olur, ameliyatı nasıl yapılır, hangi
doktora gitmeliyim?
Aradığınız
cevaplar burada…
Hipofiz bezi vücudun hormon salgılaması için ana emri
veren, beyinin alt bölgesinde bulunan bir salgı organıdır. Boyut olarak 10 mm’
yi geçmeyen bu küçük organ vücudun hormon düzenlemesi gibi büyük bir görev
üstlenmiştir. Hipofiz bezi tümörlerinden en sık görüleni iyi huylu bir tümör
olan adenomdur. Tabi adenomdan başka tümörlerde görülebilir bunun için detaylı
bir değerlendirme yapmak gerekmektedir.
Peki nedir hipofiz adenomu semptomları? Saçlarda kuruma,
dökülme, kilo alma veya verme, baş ağrısı, aşırı sinirlilik hali, kadınlarda
sakal çıkması, göğüs kıllanması, durduk yere göğüslerden süt gelmesi, adet
düzensizliği, erkeklerde göğüslerde büyüme, göğüsten süt gelmesi, cinsel
isteksizlik ayrıca tiroid hormon bozuklukları, kortizol denen vücut steroid
dengesinin bozulması, bazen insülin-glukagon adlı diyabet hormonlarında
bozukluk bile yapabilir. Optik sinirlere çok yakın olduğundan boyutundaki artış
sonucu optik sinire bası yaparak görme alanını daraltabilir bunun sonucunda
görme kayıpları gelişebilir.
Yukarıda saydığımız semptomlardan bazıları sizde de
görülüyorsa yapmanız gereken bir beyin cerrahı randevusu almaktır. Önce detaylı bir muayeneden
geçirildikten sonra bazı tetkikler istenmesi gerekmektedir. Bu tetkiklerin
başında vücudun tüm hormonlarının kan değerlerine bakmak gelmektedir. Görme
alanı testi yapılarak optik sinir basısı mutlaka değerlendirilmelidir.
Görüntüleme tetkikleri olarak damar içi kontrast madde verilerek çekilen
hipofiz MR yapılmalıdır. Bunların sonucunu bir bütün halinde en iyi beyin cerrahı
değerlendirecektir. Çünkü tıpkı beyin ameliyatı, beyin tümörü ameliyatı, bel ağrısı tedavisi, bel fıtığı ameliyatı, boyun fıtığı ameliyatı, alzheimer tedavisi gibi
hipofiz adenomu ameliyatı da beyin cerrahi bilim dalının alanına girmektedir.
Yapılan tetkikler sonucunda eğer ameliyat kararı
verilirse ek tetkikler yapılması gerekecektir; kafa grafileri, beyin ve burun
sinüslerini gösteren ince kesit tomografi, kan sayımı bunlardan bazıları. Eski
yıllardaki cerrahi yöntemler açık beyin cerrahisi iken günümüzde burun
deliğinden girerek bu tümör temizlenebilmektedir. Tabi küçük bir burun
deliğinden girip beyinin en önemli bölgelerinden biri olan hipofizden tümörü
temizlemek yıllarca bu ameliyatı sayısız kez yapmış ve bu konuda bilgi birikim
sahibi olan ellerde daha güvenle yapılmaktadır. Sorunsuz geçen bir hipofiz
ameliyatından sonra yoğun
bakım yatağı gerekmeksizin, hastalar dikiş izi olmadan sadece burun
tamponuyla birkaç gün geçirirler. Burun tamponu da çekildikten sonra kısa yatış
süresiyle taburcu edilebilmektedir.
Ankara
beyin cerrahi camiasında burundan hipofiz ameliyatı (Transsfenoidal
hipofizektomi) yapan hekimler bulunmaktadır. Birçok beyin cerrahı Ankara iline bu ameliyatın
eğitimini almaya gelmekte ve hastalarını da bu konuda ehil kişilere
yönlendirmektedir.
Hipofiz adenomunu
düşündüren şikayetleriniz varsa adresiniz bu konuda deneyim sahibi bir beyin
cerrahı olmalıdır…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)