Skolyoz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Skolyoz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2017 Perşembe




Skolyoz: Omurganın önden bakıldığında ortaya çıkan eğriliğidir. Bu eğirilik  farklı yönlerde bir kaç tane de olabilir. Bunların biri asıl eğrilik, diğeri ise hastanın kaslarının vücudu ve asıl olarak başı dik tutabilmek için ortaya çıkardığı düzeltici eğriliktir. Aslında omurganın sırt kesimine gelen bölümünde bir miktar eğrilik pek çok normal insanda vardır. Hatta bacakların uzunluğundaki küçük bir fark bile skolyoza yol açabilmektedir.
 
İşte kimi zaman 20 derece üstünde iken, uygulanan korse ve egzersizlere rağmen ilerleyip 30 dereceyi de aşan bu eğriliğin verdiği estetik ve dolayısıyla psikolojik rahatsızlık, kimi zaman söz konusu eğriliğin iç organları sıkıştırmasının yol açtığı şikayetler, bazen de eğriliğe bağlı olarak ortaya çıkan ağrı ve de omurgadaki eğriliğin omurganın dinamik hareketlerini bozması nedeni ile gelişen ekstra bozukluklar nedeni ile bu hastaların omurgasındaki eğriliğin; tabii ki deneyimli bir cerrah tarafından yapılacak bir ameliyatla düzeltilmesi gerekebilir.



           

25 Mayıs 2015 Pazartesi

Son gördüğüm skolyoz hastası, sinirlerini ve kaslarını harabeden bir illet nedeni ile tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş 7 yaşında cin gibi dünyalar güzeli bir çocuktu. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, sırtındaki eğrilik nedeni ile tam olarak dik de oturamıyordu. Daha önce hastaya, omurgalarına vidalar koymak yolu ile omurgasının düzeltilebileceği söylenmiş, ailesi de böyle büyük ve riskli bir ameliyatı yaptırmak istememiş. Son alarak ta bizim görüşümüzü almak için gelmişler.
Hastayı detaylı değerlendirdiğimde, omurgadaki eğriliğin aslında göğüs duvarındaki, yani kaburgalardaki bir gelişim bozukluğundan kaynaklandığını fark ettim. Bu tip hastalarda solunum sıkıntısı da görülebildiği için yaptırdığım solunum fonksiyon testlerinde çocuğun durumunun o kadar da kötü olmadığını gördük. Henüz omurgasındaki eğriliğin tehlikeli kabul ettiğimiz sınırın altında olmasını ve yaşını da göz önüne alarak, bir süre daha takip etmeye karar verdik. Zaten ben şahsen bu tip ameliyatların sadece kozmetik amaçla yapma konusunda hep gönülsüz oldum, ağırdan aldım.
Bu tip ekstra problemleri olan skolyoz hastalarında korse tedavisi de kullanılamadığı için, sırtındaki eğrilik ilerleyip korktuğumuz başımıza gelebilir ve çocuğu ameliyat etmek zorunda kalabiliriz. Ancak biz ameliyatta omurgasına vidalar, çubuklar yerleştirmek gibi tehlikeli bir yöntem yerine, yani sivrisinekleri öldürmek yerine; bataklığı kurutmayı, yani hastanın göğüs duvarındaki yapısal bozukluğu düzeltme yöntemini tercih edeceğiz. Üstelik bunu endoskopik denebilecek bir yöntemle yani çok küçük birkaç cilt kesisi ile ve sadece kaburgalar arasına açacak ve geçici olarak konulacak bir cihazla yapacağız. Dahası da var, daha önce başkaları tarafından hastaya önerilen ameliyattaki gibi, düzeltmeyi bir anda yapıp hastayı ekstra bir tehlikeye atmayacağız, bu düzeltmeyi adım adım- yavaş yavaş yapacağız.

Diyeceğim şu ki, artık karmaşık omurga ameliyatlarını yapabilen pek çok cerrah var ülkemizde ama önemli olan tehlikeli bir ameliyatı yapabilmek değil; bu ameliyatı yapıp yapmamaya karar vermek ve eğer yapılacaksa hasta için hangi yöntemin uygun olduğuna karar vermek. Tabii ki bunun için de değişik yöntemlerin tümüne hakim olmak gerek. Uzun sözün kısası; bu tip ameliyatları Beyin cerrahları- Ortopedistler- Göğüs cerrahları, ve Pediatrik Nörologların olduğu ve daha da önemlisi, bu uzmanların işbirliği içinde çalışabildiği merkezlerde yaptırmanız. Meşhur sözü hiç unutmayın: “Elinde alet olarak sadece çekiç bulunana bir süre sonra her şey çivi gibi gözükmeye başlar.” Gözünüzden bile sakındığınız inci tanelerinin tuzla buz haline getirilmesine izin vermeyin…

10 Nisan 2015 Cuma

Bir hocam, en önemli olan şeyin insanın duruşu olduğunu söylerdi. İnsan yaşamı son yüz yılda neredeyse iki katına çıktı; güzel bir şey uzun yaşamak, ama tabii insanca yaşanacaksa... İnsanın başını dik tutmasını sağlayan organı da omurgası tabii ki. 
Yılların yorgunluğu omuzlarımıza çöktükçe, sırtımızın kamburlaşması, belimizin bükülmesi kaçınılmaz bir kader. Tabii ki yaşlanacağız, ama ihtiyarlamayacağız. Başımız dik, gözlerimiz ilerde, kırmızı boyun atkımız rüzgarda yürüyeceğeyiz... Peki ama bu yürüyüşte yanı başımızda kimler olmalı? Tabii ki doktorlar, özellikle de omurga cerrahları. Hep aynı tahta masanın başından size Belinizin kemikleri birbirine girmiş, sizin için tıbbın yapabileceği bir şey yok! diyenler, Bazı ameliyatlar yapılabilir ama bunlar çok riskli diyenler çıkacaktır... Boş verin onları.

Unutmayın ki el elden üstündür. Tabii ki sizin omurganızı eski haline getirebilecek, başınızı tekrar dik tutmanızı sağlayabilecek bir cerrah orada bir yerde sizi bekliyordur... Ayrıca her riski sıfırlayabilmenin de çeşitli yolları var. Kuyruklu yıldızlara gemi indiren çağdaş teknoloji sizin riskinizi mi halledemeyecek... Yeter ki doğru insanlara ulaşabilin...

9 Mart 2015 Pazartesi

Skolyoz bir hastalık olmayıp, sağlıklı bir omurga yapısında oluşan biçimsel bir şekil bozukluğu, bir deformitedir. Normal bir omurga arkadan bakınca düz iken yandan bakınca kıvrımlıdır. Bu kıvrımlar sırt bölgesinde hafif bir kamburluk (kifoz) ve bel bölgesinde bir çukurluk (lordoz) şeklinde iken skolyoz varsa omurganın göğüs (torasik) veya bel (lomber) bölgelerinde, yana doğru ve rotasyonel üç boyutlu eğriliği görülebilir. Bu eğilmeler omurganın sadece bir bölgesinde olabileceği gibi birden çok bölgesinde ve farklı yönlerde de olabilir. Skolyozun ilerlemesini belirleyen en önemli faktör çocuğun fiziksel gelişim hızıdır. Tek başına olabileceği gibi, kifoz (arkadan öne doğru anormal bir eğrilik) ile beraber de görülebilir (Kifoskolyoz).
Hastalık kız çocuklarında çok daha sık görülür. Özellikle 30 dereceyi geçen skolyoz adolesan kızlarda erkeklere oranla on kat fazla görülmektedir. Ülkemizde 12-14 yaş arası çocuklarda yapılan taramalarda omurga eğriliklerinin % 2 oranında görüldüğü saptanmıştır.
Küçük yaş skolyoz tedavi edilmezse gelecekte akciğer ve solunum problemleri, kalp problemleri, yeti kayıpları, nadiren çok ileri deformitelerde omurilik basısı ve felç ve genellikle ciddi kozmetik ve psikolojik sorunlara neden olabilir.
Skolyoz tedavisi söz konusu olduğunda amaç kozmetik olarak düzgün, dengeli ve ağrısız bir omurga yapısı sağlamak ve oluşabilecek ek sorunları önlemektir. Erken tanı, eğriliğin daha küçükken saptanması ve gerekli önlemlerin alınması ile ilerlemenin önüne geçilmesini sağlar. Tanı ve tedavide her hasta bireysel olarak değerlendirilmelidir. Genel olarak skolyoz küçük yaşta ortaya çıkarsa, iskelet olgunlaşmasının derecesi, çift eğrilik, eğrilik açısı fazlalığı, hastalığın ilerleyebileceği konusunda uyarıcı olabilir. Bu hastalar konunun uzmanı bir hekim tarafından daha yakın izlenirler. 20 derecenin altında ve iskelet gelişimi tamamlanmaya yakın hastalarda sadece gözlem ve belirli aralıklarla kontrol yeterlidir. Gözlem hasta iskelet sistemi gelişimini tamamlayıncaya kadar sürer.
devamı: http://www.semihkeskil.com/Skolyoz/