4 Ekim 2016 Salı




 
Bel Fıtığı Belirtileri: Tekrarlayan belağrısı nın ve beldeki tutulmanın sıklığının, şiddetinin ve süresinin artması yanı sıra, şikayetlere bacağa inen ağrıların da eşlik etmesi söz konusudur. Bacaktaki bu ağrı tek yanlı olabileceği gibi iki yanlı da olabilir. Ağrı yanıcı veya batıcı bir ağrı olabileceği gibi kasılma veya gerilme şeklinde de olabilir. Ağrı öksürme, hapşırma veya tuvalette ıkınma durumunda şiddetlenir. Bacaklarda uyuşma, hissizlik, karıncalanma, keçeleşme gibi his bozuklukları da şikayetlere eşlik edebilir.
Bazı hastalarda kısa bir mesafe yürüyünce bacaklarda çok şiddetli kasılma türü ağrılar olması nedeniyle yürümek neredeyse imkansız hale gelebilir. Gece bacaklara kramplar girebilir. Söz konusu bu rahatsızlıklara durup dururken, yani bir zorlanma olmadan idrar kaçırma veya ayaklarda güç kaybı gibi şikayetler de eklenirse; olay acil demektir ve eğer 48 saat içinde ameliyat olmazsanız, söz konusu durumun düzelmesi bir yılı bulabilir ve hatta düzelmeyebilir de.


30 Eylül 2016 Cuma





Boyun ağrısı, bel fıtığının ilk işareti. Aslında her üç kişiden biri, ömrü boyunca en az bir kere boyun ağrısı çekecektir. Boyun ağrısı dünyadaki en sık ağrı nedenlerinden biridir. Söz konusu bu ağrı akut olabilir, yani birden bire tüm şiddetiyle başlayabilir; ya da kronik olabilir, yani tekrarlayan bir şekilde görülebilir. Aslında her yirmi boyun ağrısından sadece biri akut olarak başlar, yani bir çeşit burkulma, incinme gibidir.

Ağrı aslında bizim düşmanımız değil, dostumuz. Bize bir şeylerin yanlış gitmekte olduğunu hatırlatıyor. Bu yüzden de ağrı kesicileri gereğinden fazla kullanmamak gerek, adı üstünde; bunlar boynumuzu iyileştirmiyor, sadece ağrıyı kesiyor yani çalmakta olan alarmı susturuyorlar. Boynunuzdaki tutulmaların şiddeti, süresi ve sıklığı artıyorsa ve de kulunçlarınızdaki ağrı tek bir kolunuza inmeye başladıysa, hemen kalıcı bir çözüm bulmak zorundasınız. Artık hemen bir diyetisyenin yolunu mu tutarsınız, yoksa bir spor salonuna mı üye olursunuz, yoksa bir doktor mu aramaya başlarsınız bilemem.
 

27 Eylül 2016 Salı





Baş ağrısı aslında benim öncelikli olarak uğraştığım bir konu değil. Ama en iyi doktoru bulma peşinde olan insanların yolu bana da düşüyor tabii. Bu konuda vermek istediğim iki mesaj var:
1: Her baş ağrısını her nöroloji uzmanı tedavi edebilir, yeter ki ona altı aylık bir şans tanıyın. Yani baş ağrısının artık standart hale gelmiş bir tedavi planı olduğu ve bu tedavi basamak basamak ilerlediği için, hep aynı doktora onun çağırdığı aralarla giderseniz, baş ağrınız gerekecektir. Üstelik gittiğiniz doktorun çok ünlü, tecrübeli birisi olması da gerekmez.

2: Eğer “Daha önce başım hiç böyle ağrımamıştı!” diyorsanız veya “Başım ağrıyınca kusuyorum, bayılıyorum” diyorsanız, işte o zaman eyvah. O gibi durumlarda bana, yani bir beyin cerrahına başvurmanız gerekir.

23 Eylül 2016 Cuma







  Bel ağrısı, bel fıtığının ilk işareti. Aslında her iki kişiden biri, ömrü boyunca en az bir kere bel ağrısı çekecektir. Bel ağrısı dünyadaki en sık ikinci ağrı nedenidir. Söz konusu bu ağrı akut olabilir, yani birden bire tüm şiddetiyle başlayabilir; ya da kronik olabilir, yani tekrarlayan bir şekilde görülebilir. Aslında her yirmi bel ağrısından sadece biri akut olarak başlar, yani bir çeşit burkulma, incinme gibidir.


Ağrı aslında bizim düşmanımız değil, dostumuz. Bize bir şeylerin yanlış gitmekte olduğunu hatırlatıyor. Bu yüzden de ağrı kesicileri gereğinden fazla kullanmamak gerek, adı üstünde; bunlar belimizi iyileştirmiyor, sadece ağrıyı kesiyor yani çalmakta olan alarmı susturuyorlar. Belinizdeki tutulmaların şiddeti, süresi ve sıklığı artıyorsa ve de ağrı tek bir bacağınıza inmeye başladıysa, hemen kalıcı bir çözüm bulmak zorundasınız. Artık hemen bir diyetisyenin yolunu mu tutarsınız, yoksa bir spor salonuna mı üye olursunuz, yoksa bir doktor mu aramaya başlarsınız bilemem.

19 Eylül 2016 Pazartesi



Bel fıtığının oluşmasında hem çağdaş ve hem de ilkel nedenler bir aradadır. Çağdaş bir neden olarak, modern yaşam tarzının gerektirdiği çalışma koşulları; yani mesela bilgisayar veya direksiyon başında oturarak çalışmamız ve hatta oturarak yaşamamız  suçlanabilir. Bu tip bir egzersiz yokluğu sonucunda ortaya çıkan kilo sorunu ise bel fıtığının üzerine tuz biber oluyor. İlkel neden olarak ise tüm bilimsel gelişmelere karşın hala yüzyıllar önce tasarlanmış şekillerde oturuyor, yatıyor ve hatta çalışıyor olmamız suçlanabilir. Bu nedenle karşı karşıya kaldığımız asimetrik yüklenmeler çok tehlikeli.
Bel fıtığı aslında ekonomik bir hastalık, yani genç insanlarda ortaya çıkması ile onların aktif yaşamına engel oluyor. Unutmamak gerekir ki belimiz daha yirmi yaşından itibaren yaşlanmaya başlıyor, çünkü bel insan vücudundaki en hareketli yer. İşte gençliğimizde pervasızca yaptığımız yanlışlarla dolan bardak, şanssız bir günümüzde kimi zaman bir ağır kaldırma ile ya da ters bir hareket ile taşıyor. Bu nedenle zamanında önlem almak çok önemli. Tabii ki sigara da belimize zarar veren en önemli faktör.