26 Mayıs 2017 Cuma

Rahat Olun!

Ama her yerde, her zaman! Yani demek istediğim o ki, otururken-yatarken-çalışırken bile. Peki bu mümkün mü? Evet, çünkü unutmayın; hayatın merkezinde siz varsınız, her şey size göre düzenlenmiş olmalı. Masanızın amacı sizin üstünde rahat çalışmanız, yoksa göze hoş görünmesi değil. Sandalyenizin amacı ise sizin üstünde rahat oturmanız, başka bir amacı yok. Yatağınız da öyle, arabanızın koltuğu da. Hepsi ergonomik olmalı, yani size tam uygun olmalı.

            Günümüzün, odağına insanı almış uygar toplumlarında böyle en azından. En rahat şekilde çalışabileceğiniz, dinlenebileceğiniz bir ortamın nasıl olması gerektiği zaten ergonomi bilimi tarafından belirlenmiş durumda. Size düşen ise, işvereninizden bu özelliklere sahip büro mobilyası istemek ya da evinize eşya satın alırken üreticinizden bu standartlara uygun ürünler temin etmesini istemek.

23 Mayıs 2017 Salı



     
Hangi Egzersizi Yapmalıyım?


Aslında pilates” denen egzersiz, insan omurgası için; yani boynunuz, beliniz veya sırtınız için yapabileceğiniz en iyi egzersiz türüdür. Çünkü bu zaten omurga sağlığı için geliştirilmiştir. Deneyimli bir hoca eşliğinde yapılarak öğrenildiğinde; herkesin, her yerde, herhangi bir alete veya cihaza ihtiyaç olmaksızın yapabileceği kadar da basittir. Biz hastalarımıza hep “pilates” öneriyoruz.

Yürüme, yüzme ve bisiklet sürme gibi aerobik egzersizler ise kaslarınızı güçlendirir. Bunun da iki yararı olur: Birincisi, kan akımını hızlanır, besin öğeleri hasarlı bölgeye daha bol gelir ve dokuların tamiri kolaylaşır. İkincisi de, dayanıklılığınız artarak günlük yaşam işlevleriniz gelişir ve iş yapabilirliğiniz artar. Özellikle vücudun merkez kısmındaki kaslar; kor egzersizleri ile güçlendirilirse, dengeyi sağlayarak günlük hareketleri çok daha rahat yapmanızı sağlar ve düşme riskinizi azaltır.



19 Mayıs 2017 Cuma



Egzersiz Yapmalı mıyım?

Diğer tüm doktorlar gibi, Ankara beyin cerrahı omurga uzmanları da; egzersiz önemini sürekli vurgulamaktadırlar. Gerçekten size uygun olanlar arasından seçilmiş ekzersiz ağrılarınızı azaltabilir, hatta hızlı ve belirgin iyileşme bile sağlayıp sizi tekrarlayan ağrılara karşı korur. Egzersizlerinizi evde, çok az teknik ekipmanla yapabilmek için; öncelikle hangi egzersiz yapılmalı karar verecek ve bu hareketleri düzenleyecek bir fizik tedavi uzmanı veya fizyoterapist bulmalı ve kendisiyle iyi bir iletişim kurmalısınız. Ameliyat sonrasında bile, basit esneme hareketlerinden  başlayarak hareket aralığı kademeli ve dikkatli bir şekilde arttırılacak; egzersizlere ağrının yeniden başlamadığı noktaya kadar devam edilecektir.
Tüm vücut hareketleri ve duruşu (dik oturtmak ve dik durmak da dahil) yeterli kas gücüne ve esnekliğine ihtiyaç duyar. Bu güçlü kaslar da ancak yavaş şekilde yapılan germe ve güçlendirme egzersizleri ile elde edilebilir. Egzersiz sırasında ortaya çıkan ve vücudunuzun merkezinden dışa doğru, yani kol veya bacaklara uzanan ağrılar; egzersize devam edildikçe giderek vücudunuzun merkezinde toplanacak ve  gelişme gösterip iyileşmeye başladığınız anlamına gelecektir. Tabii ki ciddi derecede ve ani ağrınız olursa egzersize devam etmeyin ve doktorunuzu durumdan haberdar edin.

15 Mayıs 2017 Pazartesi



Spor Yapmalı mıyım?

Spor, sağlık için şart. Bunu biliyoruz. Peki ama hangi spor ve nasıl spor yapmalı? Bu çok önemli bir soru! Eğer uzun bir spor geçmişiniz yoksa, bir yakınızın tavsiyesi ile veya kafanıza göre spora başlarsanız; yarardan çok zarar göreceğinizi bilin. Futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi ağır sporlar; zaten belli bir yaştan sonra ancak elit sporculara göre işler. Aman ha çivi çiviyi söker diye kendinizi zorlamayın.
En yararlı spor olduğu söylenen yüzme bile, eğer düzgün bir stille yüzemiyorsanız; yani düzgün bir yüzme eğitimi almadıysanız en azından boynunuza zarar verecektir. Ya da herhangi bir spor salonundaki, eğitiminin ne olduğu belirsiz bir spor koçunun sizi zarar görünceye kadar zorlayabileceğini hiç unutmayın.
Eğer doktorunuz size egzersiz önerdi ise, bu egzersizleri başlangıçta mutlaka fizyoterapist eşliğinde öğrenin ve onların tavsiyelerinin dışına asla çıkmayın. Zararın neresinden dönülse kardır...

9 Mayıs 2017 Salı



 
İkinci Ameliyatı Kime Yaptırmalı?

Daha önce fıtık ameliyatı olmuş; ama “nüks”, “rekürrens”, “rezidü”  şüphesiyle tekrar ameliyat önerilmiş hastaların ikinci ameliyat yapılmadan önce detaylı değerlendirilmesi çok önemlidir. Mesela hastada nüks bel fıtığı düşünülüyorsa kontrast  madde verilerek yapılan ilaçlı MR (manyetik rezonans) tetkiki çok değerlidir. Hasta detaylı şekilde, gözden kaçırılmış bir şey var mı diye de araştırıldıktan sonra karar vermek gerekir. İkinci ameliyatı yapacak cerrah seçerken, mutlaka bu tip ameliyatlarda deneyimli birini bulmak şarttır; çünkü üçüncü bir şansınız olmayabilir.
“Terzi başkasının söküğünü dikmez” sözü, cerrahlar için de geçerlidir. Başvuracağınız cerrahların çoğu size ikinci bir ameliyatı yapmak istemeyip, sizi ilk ameliyatınızı yapmış olan cerraha geri gönderecektir. İşte bu sırada çok dikkatli olmanız gerek. Eğer ilk ameliyattan da yarar görmedi iseniz, muhtemeldir ki aynı cerrah tarafından yapılacak ikinci ameliyattan da yarar görmeyeceksiniz. Çünkü atılacak her yanlış adım bir başka yanlış adımı davet edecektir. 

5 Mayıs 2017 Cuma



 
BOS Fistülü Nedir? BOS Sızması Nedir?
Beyin ameliyatı olsun, bel ameliyatı veya boyun fıtığı ameliyatı olsun; beyin cerrahı tarafından ameliyat edilen bir hastanın başına en sık gelebilecek sıkıntı ya da tıbbi adı ile “komplikasyon”; “beyin omurilik sıvısı  kaçağı”, “BOS kaçağı”, “BOS sızması”, “beyin omurilik sıvısı sızması” ya da tıbbi adı ile “beyin omurilik sıvısı fistülü”, ”BOS fistülü” denen durumdur. Bu durum, hastanın dikişlerinin arasından berrak renkli bir suyun akmaya başlaması ve bu akışın artarak devam etmesi anlamına gelir. Akan su aslında beyin omurilik sıvısı, BOS sıvısıdır.
Hastanın cerrahı bu terslik durumunda söz konusu olan tehlikeleri ve ne yapılması gerektiğini tabii ki bilir ve gereğini yapar. Hastaya daha kuvvetli antibiyotikler verir, yarasına yeniden dikiş atar, hastanın beline beyin omurilik sıvısını yani BOS boşaltmak için ince bir borucuk yani kateter takar veya hastayı yeniden ameliyata alır; ama emin olun gerekenin en doğrusunu yapar.

1 Mayıs 2017 Pazartesi


Narkoz Nedir? Anestezi Nedir?
Bir insanın ameliyat edilebilmesi için yani ameliyat sırasında insanın ağrı duymasını engellemek için anestezi yapılır. Modern ilaçlar sayesindedir ki narkoz tehlikesi günümüzde kabul edilebilir düzeylere inmiştir. Genel anestezi hastanın uyutulması anlamına gelmektedir. Anestezi uzmanının kararına göre derinliği ayarlanan bu uyku esnasında; hastanın nefes alması için boğazına bir tüp yerleştirilir, yani entübasyon yapılır. İşte bu yüzden anesteziden çıkan, yani ameliyat bitip te uyandırılan hastanın boğazında birkaç gün rahatsızlık hissi oluşabilir.
Lokal anestezi ise, basit ve kısa süreli bir takım ameliyatların yapılabilmesi için hastanın ameliyat edilecek olan vücut bölgesinin uyuşturulması anlamına gelmektedir. Bu sayededir ki pek çok ameliyat günümüzde günü birlik işlemler olarak yapılabilmekte, yani hasta aynı gün içinde normal yaşantısına dönebilmektedir.
Kimi tanısal veya tedavi amaçlı basit ve tehlikesiz girişimlerde ise hastanın bir yeri kesilmemekte, ağrı oluşturulmamakta ama hasta yine de rahatsızlık duyabilmektedir. Kişinin yaşam kalitesini düşürmemek açısından bu tip işlemler artık sedasyon altında, yani hasta sakinleştirilerek yapılmaktadır. 
                                                                                       

24 Nisan 2017 Pazartesi



 
Ameliyat Riski Nedir?
Bir ameliyatın riskli olmaması düşünülemez tabii ki. Ameliyat riski kaynaklarına teker teker bakacak olursak, ilk sırada mikrop kapma riski vardır, yani yaraya mikrop bulaşması; buna doktorlar enfeksiyon riski de diyorlar. Özellikle de “hastane mikrobu” denen çok tehlikeli mikroplar ne yazık ki artık ülkemiz için önemli bir sorun olmuştur. Modern ve depo hastane denemeyecek yani orta boyutlardaki yeni hastanelerdeki ameliyathane koşulları bu riski giderek çok düşük seviyelere indirmiştir. Hastane mikroplarının bulunmadığı butik hastanelerdeki; özel laminar hava akımı donanımı olan, yani havanın bile mikroptan arındırıldığı ameliyathanelerde ameliyat olmaya çalışın.
      İkinci sırada olan narkoz riski ise gelişmiş anestezi ilaçları sayesinde, tecrübeli anestezi hocası elinde ortadan kalkmaya başlamıştır. Pek çok ağır hastalığı olan hasta, artık bölgesel narkoz yani “lokal anestezi” ile uyutulmadan ameliyat edilebilmektedir.
Üçüncü sıradaki risk olan cerrahinin kendisinden kaynaklanan riskler ise artık 21.yüzyılın; cerrahın görme gücünü defalarca yükselten mikroskoplar, köşenin arka tarafını gösteren endoskoplar gibi gelişmiş cerrahi teknolojisi ve tecrübeli cerrahlarımızın dünyaca kabul edilmiş yetenekleri sayesinde artık neredeyse sıfırlanmak üzeredir. Üçü bir arada: Sıfır risk, Yüzde yüz başarı, En kısa sürede işbaşı...

18 Nisan 2017 Salı



En İyi Beyin Cerrahı Kim?
En iyi beyin cerrahı, kendine güveni olan beyin cerrahıdır. Bunu sürekli kendinden bahsetmesinden veya atıp tutmasından, esip gürlemesinden veya afur tafurundan anlayamazsınız. Unutmayın, “Söz uçar yazı kalır!”. Eğer önerilerini size yazılı olarak verip altına imzasını atabiliyorsa, en iyi beyin cerrahi hocası odur.
    Önemli bir hastalığınız olduğunda beş ayrı hekime gittiğinizde beş ayrı, hem de birbirine taban tabana zıt beş ayrı görüş almaktan artık sıkılmadınız mı? Sanıyor musunuz ki tıp böyle bir belirsizlikler bilimi ? Bilimde belirsizliğin bir sınırı olduğu muhakkak ama bu kadar da olmaz ki... Tamam, insan vücudu evrensel bilgeliğin ortaya çıkardığı en mükemmel ve en karmaşık makine ama artık uzay çağında değil miyiz? “Yeter artık, nedir bu kafa karışıklığı?” demiyor musunuz?
            İşte size iyi bir çare: Doktorunuzdan size söylediklerini yazılı bir metin olarak vermesini ve altını imzalamasını isteyin... Göreceksiniz o zaman anneniz için bir hoca “Ameliyat olmazsa kesinlikle felç olur!” derken, öte yanda bir Xyzwigoterapist “Sizi bakışlarımla, hem de yüzde yüz iyileştireceğim!” diyemeyecek. Değil mi ki Mısırlılar papirüsü keşfetti, Almanlar da kurşun kalemi; sizin de artık bu icatlardan faydalanma zamanınız geldi, dünya yerinde durmuyor ki!

14 Nisan 2017 Cuma




En Ünlü Beyin Cerrahı Kim?
   Eğer yurtdışında da beyin cerrahları sizden bahsediyorsa, o zaman en ünlü beyin cerrahı sizsiniz demektir. Son zamanlarda Türk bilim camiasında da “atıf” kavramının öneminin farkına varıldı. 

Bir takım araştırmalar, ameliyatlar veya keşifler yapıp, bunları bir takım uluslararası dergilerde yayınlamanız yeterli olmuyor. Bir başka araştırmacının sizin bulgularınızdan kendi yazısında bahsetmesi, bir atıf sayılıyor. Bu aldığınız atıfların sayısının, kendi araştırmalarınızın sayısına olan oranına ise “H faktörü” deniyor. Bir cerrahın uluslararası camiada saygın bir isim, en ünlü beyin cerrahi hocası olduğunu söyleyebilmek için ise bu H faktörünün 10 sayısının çok üzerinde olması gerekiyor. 

Ancak bir de “ders kitabında atıf” meselesi var ki, o daha da önemli. Yani yurt dışındaki ders kitaplarında bile sizin bulgularınızdan söz ediliyorsa, esas bu çok daha kıymetli. Ne şanslıyım ki bana, bu mutluluğu henüz asistanlık yıllarımda yaşamak nasip oldu. Daha 30 yıl önce araştırmalarımın sonuçlarından, uluslararası ders kitaplarında söz edilmeye başlanmıştı. Şimdi bu sayı 40 kitaba ulaşmış durumda.