10 Nisan 2015 Cuma

Bir hocam, en önemli olan şeyin insanın duruşu olduğunu söylerdi. İnsan yaşamı son yüz yılda neredeyse iki katına çıktı; güzel bir şey uzun yaşamak, ama tabii insanca yaşanacaksa... İnsanın başını dik tutmasını sağlayan organı da omurgası tabii ki. 
Yılların yorgunluğu omuzlarımıza çöktükçe, sırtımızın kamburlaşması, belimizin bükülmesi kaçınılmaz bir kader. Tabii ki yaşlanacağız, ama ihtiyarlamayacağız. Başımız dik, gözlerimiz ilerde, kırmızı boyun atkımız rüzgarda yürüyeceğeyiz... Peki ama bu yürüyüşte yanı başımızda kimler olmalı? Tabii ki doktorlar, özellikle de omurga cerrahları. Hep aynı tahta masanın başından size Belinizin kemikleri birbirine girmiş, sizin için tıbbın yapabileceği bir şey yok! diyenler, Bazı ameliyatlar yapılabilir ama bunlar çok riskli diyenler çıkacaktır... Boş verin onları.

Unutmayın ki el elden üstündür. Tabii ki sizin omurganızı eski haline getirebilecek, başınızı tekrar dik tutmanızı sağlayabilecek bir cerrah orada bir yerde sizi bekliyordur... Ayrıca her riski sıfırlayabilmenin de çeşitli yolları var. Kuyruklu yıldızlara gemi indiren çağdaş teknoloji sizin riskinizi mi halledemeyecek... Yeter ki doğru insanlara ulaşabilin...