30 Mayıs 2017 Salı



İş İnsan Uyumu Nedir?
Tüm iş kazalarının dörtte birinin bir şey taşırken olduğu biliniyor. Ağırlık kaldırırken ve taşırken olan kaza riskini; yükün ağırlığı, yatay ve dikey uzaklıkları, asimetri açısı, kaldırma sıklığı, kavrama şekli ve çevresel değişkenler belirliyor. İşyeri hekiminizden sizi bu konularda eğitmesini isteyin. Mesela gün içinde 2 saatten fazla ayaklara destek vermeden oturmak, beli bükerek veya eğerek çalışmak, diz çökerek çalışmak; veya sürekli eller ve kollar baş hizasının üzerinde çalışmak belinize kalıcı zarar verir. Şunu da sakın unutmayın, bel fıtığı sorunlarının üçte biri ve boyun fıtıklarının da hatırı sayılır bir çoğunluğu; aslında meslek hastalığı grubuna giriyor ve pek çok uygar ülkede artık işçi-işveren arası tazminat davalarının konusu oluyor. Bu konudaki temel mesaj şu olmalı: Siz işinize uymayacaksınız, işiniz size uyacak....

26 Mayıs 2017 Cuma

Rahat Olun!

Ama her yerde, her zaman! Yani demek istediğim o ki, otururken-yatarken-çalışırken bile. Peki bu mümkün mü? Evet, çünkü unutmayın; hayatın merkezinde siz varsınız, her şey size göre düzenlenmiş olmalı. Masanızın amacı sizin üstünde rahat çalışmanız, yoksa göze hoş görünmesi değil. Sandalyenizin amacı ise sizin üstünde rahat oturmanız, başka bir amacı yok. Yatağınız da öyle, arabanızın koltuğu da. Hepsi ergonomik olmalı, yani size tam uygun olmalı.

            Günümüzün, odağına insanı almış uygar toplumlarında böyle en azından. En rahat şekilde çalışabileceğiniz, dinlenebileceğiniz bir ortamın nasıl olması gerektiği zaten ergonomi bilimi tarafından belirlenmiş durumda. Size düşen ise, işvereninizden bu özelliklere sahip büro mobilyası istemek ya da evinize eşya satın alırken üreticinizden bu standartlara uygun ürünler temin etmesini istemek.

23 Mayıs 2017 Salı



     
Hangi Egzersizi Yapmalıyım?


Aslında pilates” denen egzersiz, insan omurgası için; yani boynunuz, beliniz veya sırtınız için yapabileceğiniz en iyi egzersiz türüdür. Çünkü bu zaten omurga sağlığı için geliştirilmiştir. Deneyimli bir hoca eşliğinde yapılarak öğrenildiğinde; herkesin, her yerde, herhangi bir alete veya cihaza ihtiyaç olmaksızın yapabileceği kadar da basittir. Biz hastalarımıza hep “pilates” öneriyoruz.

Yürüme, yüzme ve bisiklet sürme gibi aerobik egzersizler ise kaslarınızı güçlendirir. Bunun da iki yararı olur: Birincisi, kan akımını hızlanır, besin öğeleri hasarlı bölgeye daha bol gelir ve dokuların tamiri kolaylaşır. İkincisi de, dayanıklılığınız artarak günlük yaşam işlevleriniz gelişir ve iş yapabilirliğiniz artar. Özellikle vücudun merkez kısmındaki kaslar; kor egzersizleri ile güçlendirilirse, dengeyi sağlayarak günlük hareketleri çok daha rahat yapmanızı sağlar ve düşme riskinizi azaltır.



19 Mayıs 2017 Cuma



Egzersiz Yapmalı mıyım?

Diğer tüm doktorlar gibi, Ankara beyin cerrahı omurga uzmanları da; egzersiz önemini sürekli vurgulamaktadırlar. Gerçekten size uygun olanlar arasından seçilmiş ekzersiz ağrılarınızı azaltabilir, hatta hızlı ve belirgin iyileşme bile sağlayıp sizi tekrarlayan ağrılara karşı korur. Egzersizlerinizi evde, çok az teknik ekipmanla yapabilmek için; öncelikle hangi egzersiz yapılmalı karar verecek ve bu hareketleri düzenleyecek bir fizik tedavi uzmanı veya fizyoterapist bulmalı ve kendisiyle iyi bir iletişim kurmalısınız. Ameliyat sonrasında bile, basit esneme hareketlerinden  başlayarak hareket aralığı kademeli ve dikkatli bir şekilde arttırılacak; egzersizlere ağrının yeniden başlamadığı noktaya kadar devam edilecektir.
Tüm vücut hareketleri ve duruşu (dik oturtmak ve dik durmak da dahil) yeterli kas gücüne ve esnekliğine ihtiyaç duyar. Bu güçlü kaslar da ancak yavaş şekilde yapılan germe ve güçlendirme egzersizleri ile elde edilebilir. Egzersiz sırasında ortaya çıkan ve vücudunuzun merkezinden dışa doğru, yani kol veya bacaklara uzanan ağrılar; egzersize devam edildikçe giderek vücudunuzun merkezinde toplanacak ve  gelişme gösterip iyileşmeye başladığınız anlamına gelecektir. Tabii ki ciddi derecede ve ani ağrınız olursa egzersize devam etmeyin ve doktorunuzu durumdan haberdar edin.

15 Mayıs 2017 Pazartesi



Spor Yapmalı mıyım?

Spor, sağlık için şart. Bunu biliyoruz. Peki ama hangi spor ve nasıl spor yapmalı? Bu çok önemli bir soru! Eğer uzun bir spor geçmişiniz yoksa, bir yakınızın tavsiyesi ile veya kafanıza göre spora başlarsanız; yarardan çok zarar göreceğinizi bilin. Futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi ağır sporlar; zaten belli bir yaştan sonra ancak elit sporculara göre işler. Aman ha çivi çiviyi söker diye kendinizi zorlamayın.
En yararlı spor olduğu söylenen yüzme bile, eğer düzgün bir stille yüzemiyorsanız; yani düzgün bir yüzme eğitimi almadıysanız en azından boynunuza zarar verecektir. Ya da herhangi bir spor salonundaki, eğitiminin ne olduğu belirsiz bir spor koçunun sizi zarar görünceye kadar zorlayabileceğini hiç unutmayın.
Eğer doktorunuz size egzersiz önerdi ise, bu egzersizleri başlangıçta mutlaka fizyoterapist eşliğinde öğrenin ve onların tavsiyelerinin dışına asla çıkmayın. Zararın neresinden dönülse kardır...

9 Mayıs 2017 Salı



 
İkinci Ameliyatı Kime Yaptırmalı?

Daha önce fıtık ameliyatı olmuş; ama “nüks”, “rekürrens”, “rezidü”  şüphesiyle tekrar ameliyat önerilmiş hastaların ikinci ameliyat yapılmadan önce detaylı değerlendirilmesi çok önemlidir. Mesela hastada nüks bel fıtığı düşünülüyorsa kontrast  madde verilerek yapılan ilaçlı MR (manyetik rezonans) tetkiki çok değerlidir. Hasta detaylı şekilde, gözden kaçırılmış bir şey var mı diye de araştırıldıktan sonra karar vermek gerekir. İkinci ameliyatı yapacak cerrah seçerken, mutlaka bu tip ameliyatlarda deneyimli birini bulmak şarttır; çünkü üçüncü bir şansınız olmayabilir.
“Terzi başkasının söküğünü dikmez” sözü, cerrahlar için de geçerlidir. Başvuracağınız cerrahların çoğu size ikinci bir ameliyatı yapmak istemeyip, sizi ilk ameliyatınızı yapmış olan cerraha geri gönderecektir. İşte bu sırada çok dikkatli olmanız gerek. Eğer ilk ameliyattan da yarar görmedi iseniz, muhtemeldir ki aynı cerrah tarafından yapılacak ikinci ameliyattan da yarar görmeyeceksiniz. Çünkü atılacak her yanlış adım bir başka yanlış adımı davet edecektir. 

5 Mayıs 2017 Cuma



 
BOS Fistülü Nedir? BOS Sızması Nedir?
Beyin ameliyatı olsun, bel ameliyatı veya boyun fıtığı ameliyatı olsun; beyin cerrahı tarafından ameliyat edilen bir hastanın başına en sık gelebilecek sıkıntı ya da tıbbi adı ile “komplikasyon”; “beyin omurilik sıvısı  kaçağı”, “BOS kaçağı”, “BOS sızması”, “beyin omurilik sıvısı sızması” ya da tıbbi adı ile “beyin omurilik sıvısı fistülü”, ”BOS fistülü” denen durumdur. Bu durum, hastanın dikişlerinin arasından berrak renkli bir suyun akmaya başlaması ve bu akışın artarak devam etmesi anlamına gelir. Akan su aslında beyin omurilik sıvısı, BOS sıvısıdır.
Hastanın cerrahı bu terslik durumunda söz konusu olan tehlikeleri ve ne yapılması gerektiğini tabii ki bilir ve gereğini yapar. Hastaya daha kuvvetli antibiyotikler verir, yarasına yeniden dikiş atar, hastanın beline beyin omurilik sıvısını yani BOS boşaltmak için ince bir borucuk yani kateter takar veya hastayı yeniden ameliyata alır; ama emin olun gerekenin en doğrusunu yapar.

1 Mayıs 2017 Pazartesi


Narkoz Nedir? Anestezi Nedir?
Bir insanın ameliyat edilebilmesi için yani ameliyat sırasında insanın ağrı duymasını engellemek için anestezi yapılır. Modern ilaçlar sayesindedir ki narkoz tehlikesi günümüzde kabul edilebilir düzeylere inmiştir. Genel anestezi hastanın uyutulması anlamına gelmektedir. Anestezi uzmanının kararına göre derinliği ayarlanan bu uyku esnasında; hastanın nefes alması için boğazına bir tüp yerleştirilir, yani entübasyon yapılır. İşte bu yüzden anesteziden çıkan, yani ameliyat bitip te uyandırılan hastanın boğazında birkaç gün rahatsızlık hissi oluşabilir.
Lokal anestezi ise, basit ve kısa süreli bir takım ameliyatların yapılabilmesi için hastanın ameliyat edilecek olan vücut bölgesinin uyuşturulması anlamına gelmektedir. Bu sayededir ki pek çok ameliyat günümüzde günü birlik işlemler olarak yapılabilmekte, yani hasta aynı gün içinde normal yaşantısına dönebilmektedir.
Kimi tanısal veya tedavi amaçlı basit ve tehlikesiz girişimlerde ise hastanın bir yeri kesilmemekte, ağrı oluşturulmamakta ama hasta yine de rahatsızlık duyabilmektedir. Kişinin yaşam kalitesini düşürmemek açısından bu tip işlemler artık sedasyon altında, yani hasta sakinleştirilerek yapılmaktadır.