Bel ve Boyun Ağrısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bel ve Boyun Ağrısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Kasım 2016 Cuma



Boyun Fıtığı Ameliyatları: Boyun fıtığında hangi ameliyatın gerekeceğine sizi tedavi edecek olan cerrah karar verecektir. Ancak hemen daima ilk basamakta halk arasında “İğne Tedavisi” denen ve doktorlar arasında da “Ağrı Tedavisi, Algoloji Tedavileri” denen; kimi zaman kısacık ve çok ince iğnelerle cildinize verilen, kimi zaman da daha uzun iğnelerle kaslarınıza ve eklemlerinize verilen ilaçlarla yapılan tedaviler yer alır. Bunların yeterli olmadığı durumlarda halk arasında “Kansız Ameliyat,Kapalı Ameliyat” denen ve doktorlar arasında da “Minimal Girişimsel Ameliyat” denen, ciltte göze görünmeyecek denli küçük deliklerden girilerek; narkoz uygulamadan ve düşük riskle yapılabilen ameliyatlara sıra gelir.

Söz konusu yöntemlerle şikayetleri tedavi edilemeyen hastalarda ise, açık cerrahiler yani narkoz altında ve hastanın derisi kesilerek yapılan ciddi ameliyatlara gerek duyulabilir. Bunlar çok düşük denebilecek risklerle yapılan “Mikrocerrahi”, yani hastanın cildindeki çok küçük kesilerden girilerek yapılan ameliyatlardan; halk arasında “Platin Ameliyatı”, doktorlar arasında ise “Enstrümentasyon” denen ve ağrılı omurga kemiklerinin birbirine kaynatılarak ağrının durdurulması esasına dayanan çok daha ciddi ameliyatlara kadar değişebilir. Son yıllarda, ülkemizde de halk arasında “Protez Ameliyatı”, doktorlar arasında da “Hareket Koruyucu Cerrahi” adı verilen ve omurgalara konan cihazların bir miktar harekete izin vererek; genç yaştaki insanların aktif hayatına engel olmayan ve daha ileriki yaşlarda ekstra sorunlar çıkmasını önleyen bir ameliyat türü de gelişmiş merkezlerde, tecrübeli cerrahlar tarafından yapılabilmektedir.
                                                                         

7 Kasım 2016 Pazartesi



Boyun Fıtığı Nasıl Tedavi Edilir: Boyun fıtığının tedavisi birçok basamaktan oluşur ve acil durumlar dışında-ki bu çok nadir olur- bu basamakların takip edilmesi en doğru, bilimsel ve ahlaki yöntemdir. İlk basamakta istirahat tedavisi, yani hastanın boynunda bir boyunluk takılı olarak dinlenmesi gerekir. Söz konusu boyunluk ince ve rahat kullanımlı bir tür olabileceği gibi, tüm çeneyi ve göğsü içine alan ve oldukça rahatsızlık veren bir tür de olabilir. Önemli olan, doktorunuz hangisi tercih etti ise bu korseyi otururken ve ayakta iken sürekli takmanızdır, sadece yatarken çıkarabilirsiniz. Yatakta da özel yapılmış boyun yastıklarını kullanın, bunlar hazır yatak satıcılarında ve erkek-kadın için ayrı boylarda satılmaktadır.
Doktorunuz bu süre içinde kullanmanız için size bir takım ilaçlar da verecektir tabii ki. Arabada sürücü veya yolcu iken koltuğunuzun üst kısmındaki baş desteğinizi, daima başınızın arka kısmına değecek şekilde ayarlayın ve bu söylediğimi ömür boyu dikkate alın lütfen.
İkinci basamakta ise Fizik Tedavi, ama mümkünse 20 seans yani 1 ay boyunca. Soğuk havalarda Fizik Tedavi öncesinde ve sonrasında soğuktan iyi korunmak çok önemli bir zorunluluk. Bu tedavi en az bir yıl rahat etmenizi sağlayabilir. Fizik Tedavi’ yi evinize veya işyerinize en yakın yerde yaptırmanız çok uygun olacaktır. Fizik Tedavi sırasında oradaki uzmanların size tarif edecekleri egzersizleri de düzenli şekilde yapar, hatta hayatınızın bir parçası haline getirirseniz bir daha aynı problemi yaşamak zorunda kalmazsınız.
Üçüncü basamakta ise öncelikle doktorların “Minimal Girişimsel, Endoskopik” dedikleri, halk arasında da “Kansız ameliyat, Kapalı ameliyat” denen ve narkoz verilmeden düşük riskle yapılan cerrahi işlemler; eğer bunlar yeterli olmazsa da  “Mikrocerrahi” denen küçük açıklıklardan yapılan veya halk arasında “Platin ameliyatı” ve doktorlar arasında “Enstrümentasyon” denen daha ciddi cerrahi işlemler gelmektedir. Yani her zaman son çare ameliyat olmalıdır.



                                                                             

24 Ekim 2016 Pazartesi




Boyun Fıtığı Belirtileri: Tekrarlayan boyun ağrısının ve boyun tutulmasının sıklığının, şiddetinin ve süresinin artması yanı sıra, şikayetlere kollara inen ağrıların da eşlik etmesi söz konusudur. Kollardaki bu ağrı tek yanlı olabileceği gibi iki yanlı da olabilir. Ağrı yanıcı veya batıcı bir ağrı olabileceği gibi kasılma veya gerilme şeklinde de olabilir. Ağrı öksürme, hapşırma veya tuvalette ıkınma durumunda şiddetlenir. Yine kollarda uyuşma, hissizlik, karıncalanma, keçeleşme gibi his bozuklukları da şikayetlere eşlik edebilir.

            Bazı hastalarda kısa bir mesafe yürüyünce bacaklarda çok şiddetli kasılma türü ağrılar olması nedeniyle yürümek neredeyse imkansız hale gelebilir. Gece bacaklara kramplar girebilir. Söz konusu bu rahatsızlıklara durup dururken, yani bir zorlanma olmadan idrar kaçırma veya ayaklarda güç kaybı gibi şikayetler de eklenirse; olay acil demektir ve eğer 48 saat içinde ameliyat olmazsanız, söz konusu durumun düzelmesi bir yılı bulabilir ve hatta düzelmeyebilir de.

4 Ekim 2016 Salı




 
Bel Fıtığı Belirtileri: Tekrarlayan belağrısı nın ve beldeki tutulmanın sıklığının, şiddetinin ve süresinin artması yanı sıra, şikayetlere bacağa inen ağrıların da eşlik etmesi söz konusudur. Bacaktaki bu ağrı tek yanlı olabileceği gibi iki yanlı da olabilir. Ağrı yanıcı veya batıcı bir ağrı olabileceği gibi kasılma veya gerilme şeklinde de olabilir. Ağrı öksürme, hapşırma veya tuvalette ıkınma durumunda şiddetlenir. Bacaklarda uyuşma, hissizlik, karıncalanma, keçeleşme gibi his bozuklukları da şikayetlere eşlik edebilir.
Bazı hastalarda kısa bir mesafe yürüyünce bacaklarda çok şiddetli kasılma türü ağrılar olması nedeniyle yürümek neredeyse imkansız hale gelebilir. Gece bacaklara kramplar girebilir. Söz konusu bu rahatsızlıklara durup dururken, yani bir zorlanma olmadan idrar kaçırma veya ayaklarda güç kaybı gibi şikayetler de eklenirse; olay acil demektir ve eğer 48 saat içinde ameliyat olmazsanız, söz konusu durumun düzelmesi bir yılı bulabilir ve hatta düzelmeyebilir de.


30 Eylül 2016 Cuma





Boyun ağrısı, bel fıtığının ilk işareti. Aslında her üç kişiden biri, ömrü boyunca en az bir kere boyun ağrısı çekecektir. Boyun ağrısı dünyadaki en sık ağrı nedenlerinden biridir. Söz konusu bu ağrı akut olabilir, yani birden bire tüm şiddetiyle başlayabilir; ya da kronik olabilir, yani tekrarlayan bir şekilde görülebilir. Aslında her yirmi boyun ağrısından sadece biri akut olarak başlar, yani bir çeşit burkulma, incinme gibidir.

Ağrı aslında bizim düşmanımız değil, dostumuz. Bize bir şeylerin yanlış gitmekte olduğunu hatırlatıyor. Bu yüzden de ağrı kesicileri gereğinden fazla kullanmamak gerek, adı üstünde; bunlar boynumuzu iyileştirmiyor, sadece ağrıyı kesiyor yani çalmakta olan alarmı susturuyorlar. Boynunuzdaki tutulmaların şiddeti, süresi ve sıklığı artıyorsa ve de kulunçlarınızdaki ağrı tek bir kolunuza inmeye başladıysa, hemen kalıcı bir çözüm bulmak zorundasınız. Artık hemen bir diyetisyenin yolunu mu tutarsınız, yoksa bir spor salonuna mı üye olursunuz, yoksa bir doktor mu aramaya başlarsınız bilemem.
 

9 Eylül 2016 Cuma




İnsanın kas ve kemik sistemindeki tüm hastalıkların üçte birinin mesleki nedenlere bağlı olduğunu biliyoruz. Üstelik bu tip istatistiklerin hemen daima gelişmiş ülkelerden kaynaklandığını da unutmayın. Bizimki gibi bir ülkedeki işyerlerinin halini, hepiniz benden çok daha iyi biliyorsunuz. Zaten pek çok işte, işin kaçınılamaz bir parçası olarak vücudunuz aşırı zorlanıyor.

Kas ve kemik sistemindeki hastalıkların en önemli parçasını ise bel ve boyun fıtıkları oluşturuyor. Demek ki bel ve boynunuzdaki, sırtınızdaki yakınmalarınız da mesleğinize bağlı olabilir, hem de büyük bir ihtimalle. Günün en büyük bölümünü geçirdiğiniz iş yerinizdeki sandalyenizin, çalışma masasının/tezgahının veya ekranının yüksekliği mutlaka  vücudunuza ve yaptığınız işe göre ayarlanmalı.


Baş vurduğunuz doktor size ağrınıza yönelik ilaçlar veriyor, yakınmalarınız geçiyor. Güzel. Daha iyi bir doktor kilonuza yönelik bir takım önerilerde bulunuyor, hatta size daha çok vakit ayırıp yapmanız gereken egzersizlere dair bilgi veriyor. Çok güzel. Ama bence artık doktorunuz iş yerinizi nasıl planlamanız gerektiğini de size anlatmalı.

Yani nasıl bir sandalye arkalığı, oturduğunuz yerin eğimi, ayaklarınız yerde mi olacak, masanızın yüksekliği nasıl olmalı, ayakta çalışıyorsanız ayaklarınız nasıl durmalı, iş tezgahının yüksekliği ne olmalı, bilgisayar ekranı hangi yükseklikte durmalı, dizüstü bilgisayar dizinizin üstünde mi olmalı, bunlar hep cevaplanması gereken sorulara örnekler...